Karate Fedarasyonunun Tabanındaki Gerçek
İşte karatenin tabanında ki gerçek! Yıl 1980… Statü ve resmiyet kazanmak için bir araya gelen karate camiası adeta gövde gösterisi yapıyor.
Haber: F.Vural YILMAZ
İşte karatenin tabanında ki gerçek! Yıl 1980… Statü ve resmiyet kazanmak için bir araya gelen karate camiası adeta gövde gösterisi yapıyor. Dönemin Karakuşak dergisi ve a takımının öncülük ettiği federasyon çalışmalarında tüm camia bir araya geliyor.
İşte karatede ki gerçek! Ve tarih 1980… Dağınık bir şekilde faaliyetlerine devam eden karate camiası yaşadıkları zorlukları dikkate alarak statü ve resmiyet kazanmak için bir araya geliyor. Yapılan toplantıda birlik ve beraberlik kararı alan karate camiası, adeta gövde gösterisi yapıyor. Dönemin Karakuşak dergisi ve camianın önde gelenleri öncülük ediyor ve federasyon çalışmalarında karatenin a takımı buluşuyor.
Bugün karatenin üzerine çöken çatı sorunu devam ederken 1980’li yıllarda camiada ki davanın tek, hedefin bir olduğunu ortaya koydu. Aslında bugün olaması gereken bu tablo için o yıllarda karatenin marka isimleri temel atmak için bir araya geliyor ve amaç federasyon kurmaktan geçiyor.
Start vermek için karatenin A Takımı ile Muzaffer Ilıcak’ın sahibi olduğu Karakuşak’ta bir toplantı yapılır. Takvime baktığınız zaman, tarih 15.03.1980’i gösterir. Muzaffer Ilıcak başkanlığındaki toplantıyada o dönem şu isimler katılır; Shihan Dai Hakkı Koşar, Kancho Ferhat Özsert, Shihan Ahmet Doğaner ve camianın önde gelen isimleri; Enver Hancı Atilla Çeliktürk, Hüseyin Küçük, Bülent Bakkaloğlu, Yavuz Kutlu, Mustafa Zigal, Melek Koşar, Deniz Gülerman, Fikret Küçükakdere, Rahim Kahraman, Şenel İnce, Aydın İnce, Alev Oral, Hakan Alpay ve Salih Cam katılır.
Bu toplantıda Karakusak 1. Türkiye Karate Şampiyonası’nın yapılmasına karar verilir. Takım şampiyonası olarak yapılan bu ilk ciddi müsabakalara herkes birer takımla katılır. Sonuçlar tabiki çok önemlidir ama katılım daha değerlidir. Bu yüzden düzenli yapılan ve herkesin katıldığı ilk ciddi karate şampiyonası olarak dikkat çeker.
Dava tek hedef aynıdır ve amaça giden yolda yapılan faaliyetler ve kulis çalışmaları başarılı bir şekilde devam eder. Karate branşı var olan Judo Federasyonu’na bağlanması için çalışma yapılır. Bu iki branş arasında birlik olduğunu ve hatta taekwon-do camiasınında karateye destek verdiğini göstermek için bir araya gelinmiştir.
Toplantıda judocular’da vardır. Karatecilerden bazılarını eksik olarak saymış olsakta, şöyle hiyerarşik başlangıçla; Başkan Cihat Uskan, Namık Ekin, Ferhat Özsert, Ahmet Doğaner, Enver Hanci, Atilla Celikturk, Fikret Küçükakdere, Kenan Aydın, Rahim Kahraman, Ali Koca, Salih Cam, Hakan Alpay, İsmet Turna ve Şenel İnce gibi değerli isimler bir arada yer alır.
Asıl nokta, bugün tahsis edilmesinde sıkıntı yaşanan birlik ve beraberlik için o günlerde hummalı bir çalışma yapılmıştır. Stil ayrımı yapılmadan, vuruşlu-vuruşsuz bakılmadan, bazı hocalar ve onların stilleri dışarıda bırakılmadan dava tek hedef aynı olmuştur. Ve hatta Judo ile aynı çatının kullanılmasına mahsur bile yoktur. Nihayet karate ortak çatı altında özlemini çektiği resmi federasyona kavuşur.
Tüm dojolar kaçak çalışmaktan kurtulur ve rahat bir nefes alır. Artık yapılan sporun
federasyonu vardır, faaliyet programı vardır, şampiyonası vardır. Sporcunun kimliğinde, beline taktığı kuşağında, eline aldığı diplomasında “TC” olacaktır. Bugün baktığınız zaman karatenin çatısı sorunu olsada o gün taban aynıydı. Ya bugün; taban ayrı, çatı yarım!