SİYAHKUŞAK

KARATE’Yi OKUMAK , YAZMAK VE CİDDİ İNSANLARLA KONUŞMAK

KARATE’Yi OKUMAK , YAZMAK VE CİDDİ İNSANLARLA KONUŞMAK

Profesyonel mesleğim olan Karate antrenörlüğümün tam 30. yılındayım ve savaş sanatlarının internet ortamında kalbinin attığı yer olan bu güzel sitemiz Siyahkuşak web’de sizlere seslenmenin büyük hazzını yaşıyorum.

Bugüne kadar yaptığımız yayınların, tesbitlerin, yazdıklarımızın, gerek bizim camiamızda ve gerekse meslektaşlarım arasında ne kadar okunduğunu ve hatta ne kadar ciddiye alındığını gerçekten merak ediyorum.

Burada, savaş sanatlarında öncü durumunda olan sitemiz Siyahkuşak web’de oluşturulan gündemlerin, dile getirilen olayların ve geçmişte yaşanan acı gerçeklerin, camiayı uzun yıllar güdümüne almış “despot zihniyetli” ve üstelik “ideolojik amaçlı” olan fanatik antrenörlerin akıl dışı egolarına yenik düşmüş Anadolu insanlarının yaşadıklarını zaman zaman bu sayfalarda dile getirdim.

Tüm bunların, müspet ya da menfi Karate camiası nezdinde ne kadar karşılık bulduğunu bilmesem de, olayları, gelişmeleri ve insanları anlamak adına, yeniden biryerlerden başlamak istiyor, ülkemizde, dünya da, Türk Karate camiasında, dolayısıyla WKF’de olimpik olma yolunda gelişen olayları sürekli okumak ve yazmak, hatta bu işe kafa yoran ustalarla konuşmak, bunları da bir tür belgesele dönüştürmek gerektiği kanısındayım. Zira bu konuda büyük bir projem dahi var.

Okumaktan, üretmekten sürekli bahseden ben ve benim gibilerin işlerinin kolay olmadığını bilmekle beraber, hele de sürekli okumaktan pek hoşlanmayan bir spor camiasına, hatta daha da genellersek, okumak gibi yaygın bir alışkanlığı bulunmayan bir topluma sürekli yeni birşeyler yazmak, üstelik yeterince yankı bulmadığını bilerek yazmak, kanımca su üstüne yazı yazmak gibi birşey. Oysa kainat kitabı son ilahi mesajın, elçi Muhammed’in(O’na selam olsun) şahsında tüm insanlığa inmiş son ilahi yazılı metinlerin/vahyin ilk emri ‘ikra/oku’değil miydi?

Okumaya. düşünmeye üretmeye üşenmek akıllı insanda olmayacak bir olgu. Tam da bu nedenle son günlerde yazılı medyada sıkça duyduğum bir terim var; “Okumasız okuryazarlık”! Yüzde yüz yerli malı ve hatta batılı dillerden ‘araklama’ bile olmayan, üstelik bize, kulağımıza, iç dünyamıza hiç de yabancı gelmeyen böylesine ilginç tanımlanan gerçekten büyük bir sorunumuzun bulunduğu şüphesiz. Kendinizden başlayın ve etrafınıza, en yakınlarınıza sorun; ellerinden düşürmedikleri bir kitap, bir roman, bir tarihi eser niteliğinde emek verilmiş ciltler dolusu bilgi ve belge içeren herhangi bir kitap var mı yokmu? Genellikle her konuda olduğu gibi biz yine de“bildiğimizi okumaya” düşkünüz. Sözlü kültür kodlarının halen yaygın ve de bir o kadar baskın olduğu kırsal kesimlerde, bildiğini okuma alışkanlığı şu veya bu şekilde izah edilebilir; fakat büyük ve modern kentlerde hayat süren, üstelik entelektüel görünmeyi pek de seven okuryazar kitleler için, hiçbir şekilde makul izah ve meşru gerekçe söz konusu değildir. Öyleyse okuyacağız…Hatta yeniden, herşeyi sil-baştan yeniden ve tekrar tekrar okuyacağız. Öyle ki, okumaya kendimizden başlıyarak büyük bir okuma seferberliği başlatacağız.

***

Bakınız, bu sıkça dile getirilen son zamanların güncel tabiri olan ‘Okumasız okuryazarlık’ kesinlikle bir tercihtir. Hatta bu tipolojinin uzun boylu okumaya, zihnî emek harcamaya, bildiklerini yeni ve farklı açılardan değerlendirip sağlamasını yapmaya sabrı, tahammülü dahi yoktur. Bugüne kadar her nasılsa öğrendiklerinin bir değerlendirmesini, sağlamasını yapmaya ve dahi ezberini bozmaya ise hiç niyeti yoktur. Bilakis en kestirme yoldan kendi çıkarına varmayı, kendi ezberini başkasına dayatmayı amaçlar. Bu konuda bizim coğrafyanın insanı gerçekten çok mahirdir ve diğer coğrafyalarda yaşayan insanlar özellikle bu konuda insanımızın eline, tabiri yerindeyse ‘su bile dökemez!’ Konuya mesleğim Karate aantrenörlüğü açısından baktığımda da durum bundan farksızdır. Ülkemizde Karatenin yıllar önce ilk sesi-soluğu olmuş hocalarına-kişilerine bir bakın…Yıllardır yaptıkları, öğrettikleri spor dalında yazılı bir eserleri dahi yoktur bunların. Kitapsız, belgesiz ‘ondan ona aktarılan’ dojolarda tekrarlandıkça sporcuya-öğrenciye bıkkınlık veren bir takım sıralı hareketlerin tekrarına sözümona ‘sanat’ diyebilen bu ileri gelenlerin, Karate camiasında yıllardır egolarını tatmin adına hüküm sürmekten öteye bir arpa boyu yol aldıklarına ben tanık olmadım.

Olan varsa lütfen bizlere yazsın, haber versin ki hatamızdan dönelim ve hatta bir erdemlilik göstergesi olan özür dilemeyi gündeme getirip, hakkını gözardı ettiğimiz varsa böyle bir hoca veya usta, kendisinden özür dileyelim! Ben özellikle bu konuda Türkiye’de yaşayan meslektaşlarımı çok iyi tanıdığıma inanıyorum…

Ülkemizde, 2000 yılına kadar federasyon faaliyetleri çerçevesinde katıldığım bir çok turnuvalar ve şampiyonalar, hatta seminer ve kurslarda, gerek anadoludan gelen ve gerekse üç büyük şehirde

kendisine yer edinmiş birçok Karate hocası-antrenörü ile tanıştım. Birçoğu ile derin dostluk ve arkadaşlıklarım var ve devam ediyor bu samimi ilişkilerim.

***

Fotoğrafın geneline baktığımızda, ki -dostlarımı ve samimi antrenör ve hocalarımı tenzih ederim-bu insanların bir çoğunun; öğrencilik çağlarında ezberlediği birtakım bilgi kırıntılarına sahip olan, hele ki bazısı kesinlikle dogmadan başka bir şey tanımaz; klasik spor literatürünün dışında okunmaya değer hemen hiçbir metin olmadığına inanır veya iddia eder… Benim şahsen bunlarla hiç bir işim yok, bu böyle biline…2018 yılı ve ilerisi için şuan sitemiz Siyahkuşak web’in sahibi ve editor Sayın Vural YILMAZ bey kardeşimle birlikte üzerinde çalıştığımız yep-yeni projede bu tür insanlara zaten yer yok. Farklı görüş ve düşünceye tahammülsüz, çifte standartçı, eylemleri ve söylemleri birbirine uymayan, ikiyüzlülük ve çifte yaşamlılık gibi gayri ahlaki kompleksleri ve komplikasyonları olan insanlara maalesef vakit ayıramıyor ve yanlarından ‘selam’ deyip geçiyoruz.

***

Yaklaşan 2018 yılı, biz Siyahkuşak web emekçileri için gerçekten çok renkli ve mükemmel geçecek. Umut ediyor ve inanıyoruz ki, bu güzel coğrafyada yapılacak o kadar çok güzel işler var ki, saymakla tükenmez. Sizleri işte bu güzel duygu, düşünce ve yep-yeni projeleri hayata geçirme hayali ile müjdeliyoruz.

Biz Siyahkuşak web’i takip etmeye lütfen ama lütfen devam edin…Harika sürprizlerimiz olacak sizlere… Sağlık ve esenlik dolu günler diliyorum.


Fatih İnce
Chief Instructor, 5thDan.
Goju-Ryu Karate-Do
miyagidojo@gmail.com

 

© 2010-2018 Sitemizdeki Goju-Ryu Karate ile ilgili yayınlanmış olan yazı, resim ve haberlerin her hakkı Fatih İnce’ye aittir. İzinsiz kullanılamaz.

(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Yusuf basaran dedi ki:

    Diger beden etkinligi gerektiren sporlarda oldugu gibi karate, dede modernizmi yani yenilikci bir yaklasimi hayata geciremeyisimizin en onemli sebeblerinden bir taneside okumamaya direnisimizdir. Haksizliga, zalimlige, adaletsizlige, siddete, kufre hic direnmeyen bu topum okumsmaya oyle bir direniyorki dunya sampiyonlugunu neredeyse evine goturecek bu konuda….

  2. Fatih İnce dedi ki:

    Doğru söze ne denir sevgili Yusuf Başaran? Yüreğine sağlık…Seni bu tesbitlerinden ötürü tebrik ediyorum. Esenlikle..

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.