SİYAHKUŞAK

INFİNİTE COUNTER MOTİON SYSTEM

INFİNİTE COUNTER MOTİON SYSTEM

 

   INFİNİTE COUNTER MOTİON SYSTEM –REACTION TO VİOLENCE (SONSUZ KARŞI HAREKET SİSTEMİ) (ŞİDDETE KARŞI TEPKİ)

     MUHYİDDİN EKEN

    05.02.1966 yılında Amasya’nın İhsaniye mahallesinde bahçeli mütevazi bir evde dünyaya
geldi. Baba tarafı Dağıstanlı olup Çeçenistan’ın Grozni bölgesinden Türkiye’ye göç etmiş bir ailenin
çocuğudur. Dedesinin Dedesi aynı zamanda sarayın Başpehlivanı olan Ali Pehlivan 31 Mart Vakasından
sonra II.Abdulhamid ‘in fermanıyla Amasya’nın Terziköy mevkiine gönderilmiş olup anne tarafı
Amasyalıdır.

İki kardeşi de hafızlık eğitimi alan Muhyiddin EKEN 1980 ile 1987 yılları arasında Amasya İmam
Hatip okulunda yedi yıl boyunca eğitim görmüştür. Bu eğitimini tamamladıktan sonra sırasıyla
Zonguldak, Merzifon ve Amasya’nın çeşitli camilerinde din görevlisi olarak çalışmıştır.

2010 yılında Halveti Uşşaki şeyhi olan Sıddık Naci Eren hazretlerinin telkiniyle din
görevliliğinden istifa ederek gene aynı tarikatte hizmet etmeye başlamış ve halen bu görevine devam
etmektedir.

Muhyiddin EKEN’in dövüş sporlarına olan ilgisi çocukluk yıllarında Kung Fu filmleri ile Siyah
Kuşak (Black Belt) dergileri ile başlamıştır. Daha sonraları Yılmaz AYDIN’ın talebeleri eşliğinde İstanbul
Buhara Spor Kulübünde Çin Boksu, Tai Chi, Wing Chun, Jeet Kune Do üzerine çalışmalar yapmıştır.

Muhyiddin Eken’in Beşiktaş’da yürüyüş yaparken aynı zamanda Bruce Lee’nin de talebesi olan
Dan Inosanto ile karşılasması onun dövüş hayatında dönüm noktalarından biri olmuştur. Dan Inosanto
ona öncelikle Jeet Kune Do yani Bruce Lee’nin sistemi ile alakalı bilgilerle, birtakım dökümanlar
gönderdi. 2007 yılında ise artan iletişime bağlı olarak Dan Inosanto tarafından kendisine Türkiye Jeet
Kune Do Ceosu ile 5. Dan belgesi verildi.

Bir süre sonra artan çalışmaya ve konsantrasyona bağlı olarak INFİNİTE COUNTER MOTİON
SYSTEM (Sonsuz Karşı Hareket Sistemi) adını verdiği bir dövüş sistemi kurdu. Kendi ifadesiyle Kung Fu
sistemini Budist öğretilerden temizleyerek onu tasavvuf sistemine entegre etti. Tasavvufun manevi
eğitimini kendi dövüş sisteminin merkezine oturttu. Bir anlamda hem milli hem de manevi değerleri
içinde barındıran bize has bir dövüş sanatı oluşturdu. Sistemin diğer dövüş sanatlarına üstünlüğünü şu
şekilde özetlemektedir.’’ Canavar ruhlu insanlar, içinde kin ve nefreti olan insanlar bu sistemi yapmakta
zorlanmaktadır. Çocuktan büyüğüne, bayandan erkeğine, gencinden yaşlısına kadar herkesin
yapabileceği bir sistemdir. Sistem ancak karşı bir saldırıdan sonra devreye girmektedir. Diğer dövüş
sistemlerine nazaran daha pratik, daha etkili bir dövüş sistemidir. Sınırsız kombinasyonlar
dünyasında rakibini etkisiz hale getirmek ve bunu da en tasarruflu ve minumum enerjiyle
yerine getirmek temel felsefesiydi. Yani dövüşürken sadece vücudunu değil aklını da
çalıştırmak istiyordu. Sadece kaba kuvvetle değil aklıyla da zafer kazanmak istiyordu. Biliyordu
ki akılla kazanılan zaferler kalıcıdır.

Ona göre ‘’Saldırganlık kaplana pençe verdiyse; şefkat, merhamet güvercine kanat vermiştir.
Sen kanatla her türlü saldırıdan kurtulabilirsin. Sen bu masumiyetle kedinin fareyle oynadığı gibi
oynayabilirsin sözü onun son kertede ulaştığı sonucun bir nevi özetidir.

Yazan : Tuğrul FIRAT
Amasya Wushu Kung Fu İl Temsilcisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.