Şampiyonlar dövüş sporlarında konsantrasyonu değerlendirdi
Dövüş sanatlarında konsantrasyon ve aşamaları sporcular için önemli bir yer tutar. İşte Türkiye’yi uluslararası organizasyonlarda başarıyla temsil eden karateci Enes Erkan, boksör Adem Kılıçcı ve judocu Hasan Vanlıoğlu, dövüş sporlarındaki konsantrasyon aşamalarını, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yayın organı Gençlik Spor Dergisi’ne değerlendirdi.
Dövüş sporları olarak anılsa da karate, judo, boks gibi branşlar; felsefeleri, düşünsel aşaması ve etik kodları gibi yan etmenleriyle sporcuları zihinsel bir sürece götürüyor. Bu kapsamda bazı sporcular ‘her gün 2 dakika hayallerinde tatamiye çıkıyor’, bazılarıyla sadece ‘iyiye odaklanıyor’…
“Uykudan Önce 2 Dakika Düşüncelerimde Dövüşüyorum”
Milli karatecimiz Enes Erkan, mental boyutun kendisi için önemli olduğunu dile getirerek, her zaman olumluyu düşündüğünü ve bu noktada ‘yenilirsem’ gibi bir ihtimali aklına getirmediğini açıkladı.
Her gece uykudan önce en az 2 dakika gözlerini kapayarak odaklandığını vurgulayan Erkan, “Rakiplerimi yendiğime ve kürsüye çıktığıma odaklanıyorum o çok mühim 2 dakika içerisinde. Bu düşünsel boyutu hiçbir sporcunun atlamaması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Aldığı darbelerden canının tabii olarak yandığını ama oyun içinde her şeyin olağan olduğunu düşündüğünü söyleyen Erkan, “Rakiplerin hal ve davranışlarını sezinlemek çok önemli. Müsabaka öncesi ve esnasında ben de buna çok dikkat ediyorum ve planlarımı kuruyorum” şeklinde konuştu.
“Darbe Aldığım Anlar, Motivasyonumu Ön Planda Tutuyorum”
Milli boksörümüz Adem Kılıçcı, organizasyonlar öncesi her zaman stres yaşadığını ama bu stresi aşmak adına ekstra bir çalışma sürdürmediğine işaret etti.
Olimpik bir branş olarak boks sporunun düşünüldüğü üzere sert bir kavga gibi olmadığını ve fiziksel darbe alındığı anlarda motivasyonun ön planda tutulduğunu dile getiren Kılıçcı, şöyle devam etti:
“Omuzlarımda aşırı baskı ve yük hissetmek, bir süre sonra beni o yükü kaldıramayacağım bir duruma getirebilir. Bu nedenle ülkemi temsil etmenin onuruyla ve mutluluğuyla ringe çıkıyorum. Rakiplerime karşı galibiyet arzusuyla mücadele ediyorum.”
“Olumsuz Düşünce, Sportif Anlamda da Olumsuzluk Getirir”
Milli judocumuz Hasan Vanlıoğlu, yoğunlaşma sürecinin hiç şüphesiz ki kendileri için önem taşıdığını belirterek, önemli organizasyonlara yıllar önce çalışmaya başladıklarını ve hazırlıklarının büyük bir bölümünün konsantre aşaması olduğuna dikkati çekti.
Günlük yaşantısından ödün vererek spor hayatını sürdürdüğünü ifade eden Vanlıoğlu, “Beni olumsuz etkileyebilecek her duruma kulaklarımı kapıyorum. Çünkü herhangi bir olumsuz süreç, sportif anlamda başarılarımı da olumsuz etkileyecektir” dedi.
Müsabakalarda aldığı fiziksel darbelere karşı düşünsel anlamda çalıştığını ve kendini kısa sürede motive ettiğini söyleyen Vanlıoğlu, şöyle devam etti:
“Mindere çıkmadan önce her zaman heyecan duyuyorum. Ama rakibimle karşılaştığım an artık plan-program devreye giriyor. Öncesinde tıpkı bir yap-boz gibi zihnimde rakibi kodluyor ve minderde başarıya ulaşmayı amaçlıyorum.”
Uzman Görüşü
Uzman spor psikoloğu Beren Kayrak, fiziksel hazırlığın yanı sıra sporcuların başarı elde etmesinde zihinsel hazırlığın önemli olduğunu ifade etti.
Özellikle fiziksel kontağın bulunduğu bu tip branşlarda sporcuların en doğru zihinsel süreçleri uygulamadıkları durumlarda ‘de-motive’ olabileceğini belirtan Kayrak, “Spor psikolojisi desteğiyle zihinsel süreçlerini keşfetmiş olan sporcular negatif algılanabilecek durumlarda bile ‘kendi kendini’ motive ettikleri görülüyor” şeklinde konuştu.
Dövüş sporunun ciddi bir konsantrasyon gerektirdiğini de açıklayan Beren Kayrak, şöyle devam etti:
“Karate, judo, boks gibi branşlarda sporcuların beden ile zihin arasındaki bağı keşfedip, zihinlerini maksimum performans sergileyebildikleri durumlara odaklamaya çalışmalıdırlar. Örneğin; bir sporcu öfkelendiği zaman iyi performans sergilediğinin farkındaysa, bu öfkeyi kontrollü bir şekilde lehine kullanabilir.”