SİYAHKUŞAK

BAŞKANLIK SEÇİMİ ve KARATE’NİN MUTFAĞINDAN GELMEK

BAŞKANLIK SEÇİMİ ve KARATE’NİN MUTFAĞINDAN GELMEK

En son söyleyeceğim sözü, lafı eğip-bükmeden ‘suya ve sabuna da özellikle dokunarak’ yazıma başlamak istiyorum.

Karate Federasyonu Başkanlığına ve yetkili kurullarına mutlaka Karateci olanlar seçilmelidir.

Maalesef bu işler, uzaktan ONLINE yürümüyor. Karate sporunu hayatı boyunca hiç yapmamış, ne oğlu ve ne de kızı lisanslı sporcumuz olmamış bir bireyin ‘Karate Federasyonu Yönetim Kurulu’nda ne işi olabilir dostlarım?

Karate Federasyonu ve mahiyeti-tüm yetkili kurum ve kurulları, Karate dışından gelenlere bırakılamayacak kadar önemlidir.

Yaklaşık 2 yıldır pandemi nedeniyle güzel şehrim İzmirdeyim ve uzaktan da olsa, takip edebildiğim kadarıyla gördüğüm o ki; rahmetli başkan Sn. Esat Delihasan ve ekibi bu işi 2021 yılına kadar hakikaten çok güzel götürdüler. Kanıt mı istiyorsunuz? Kazanılan olimpiyat kotalarına, Avrupa ve Dünya şampiyonalarına bakmanız aslında bence kafi. Bu camiadan bir ‘Karate-ka’ olarak, Esat Başkanın ve ekibinin ‘Kalfalık ve Ustalık’ dönemlerinde elde edilen kazanımların devam etmesini ve hatta mümkünse bu elde edilmiş başarıların sürekli olmasını can-ı gönülden diliyorum. Allah gençlerimizi utandırmasın inşaallah.


Onu ve ekibini bunca zamandır başarıdan başarıya götüren Türk sporunun yüzakı şampiyonlara seslenmek istiyorum. Gençler; Önümüzdeki Kasım ayında, Esat başkanın ani vefatı nedeniyle boşalan Karate federasyonu başkanlığı seçimleri var. Benim sizlerden ricam, kim seçilirse seçilsin politik davranmadan, ‘Esat başkanı da rahmetle anarak,’ başarılarınıza kaldığınız yerden devam etmek ve elbette ki siz yüzakımız gençleri hiç kimsenin ‘ifsad’ etmesine izin vermeyerek yolunuza devam etmenizdir. Bence tüm sorunların üstesinden gelebilecek tecrübe ve birikime de sahipsiniz ve öyle görünüyor ki bu tecrübe ve birikimlerinizle Tokyo olimpiyatlarında istiklal marşımızı tüm dünyaya ezberletecek durumdasınız. Ne mutlu sizleri yetiştiren meslektaşlarıma. Sizlerle ne kadar gurur duysak azdır ve iyi ki varsınız.


Bendenizin Karate branşında resmi kayıtlarda ilk kemerim ve yaklaşık başlama tarihim, halen elimde bulunan ve özenle sakladığım federasyon Kyu kimliğimde net olarak görülmektedir. 1986’da Siyah kuşak ve 1987 yılında ise Ankara SESAM’da antrenör oldum. Burada CV’ mi yayınlayarak kafanızı şişirmek istemem, zira amacım bu değil. Amacım modern dünyadaki gerçekler ve yapılan federasyon seçimleri ile Tr.deki işleyişler arasındaki farkları anlatmak.
1990 yılından beri uluslararası. alanda gerçekleşen Karate konulu seminer ve kurslara mesleğim gereği sürekli katılırım. Gittiğim-gezdiğim ve gördüğüm gelişmiş bir çok dünya ülkesinde, hatta ikinci vatanım olan Kanada’da bile işadamlarının, yaşadıkları ülkenin Karate Fedearasyonu Başkanlığına ne aday olduklarını ve ne de seçildiklerini görmedim-duymadım. (Gören-bilen varsa rica ediyorum örnek versin, belki olurda gözümden kaçmıştır.)

“Özerk Karate Federasyonu”
Federasyon başkanlığına ‘camia dışından’ aday olan değerli başkan adaylarımız buraya yazdıklarımdan ötürü zinhar alınmasınlar. Biliyor ve inanıyoruz ki, onların da mutlaka değerli projeleri var. Karate ile gerçekten çok yakından ilgileniyor ve çok istiyorlarsa benim tavsiyem, “Özerk Karate” federasyonuna sponsor olsunlar ve pamuk ellerini ceplerine atıp maddi yardımlarda, bağışlarda bulunsunlar. İnanın bu durum, onları da biz Karatecileri de çok daha mutlu edecektir. Hatta yönetim Kurulu toplantılarına ‘misafir’ olarak katılıp, Karatenin ülkemizde ve dünyadaki sorunları ile daha iyi gelişimi konusunda varsa plan-projeleri, (ki mutlaka vardır) onları teklif edip hayata geçirilmesi konusunda kimselerin göstermeye cesaret edemedikleri gayreti göstersinler.
Sakın yanlış anlaşılmasın, ben kimsenin federasyon başkanlığı adaylığına karşı değilim ve asla da olamam. Demokratik bir ülkede herkes her yere elbette aday da olabilir ve seçildiği takdirde başkan da olabilir. Bu minvalde gelişecek ve gerçekleşecek seçim sonuçlarına da şimdiden büyük saygı duyarım. Ama kafama takılan, daha doğrusu benim gibi tarafsız olup ta kafası karışanların bir sorusu var. Camia dışından herhangi bir iş adamı, Karate

Federasyonuna başkan olarak seçildiğinde yapacağı ciddi işler konusunda ‘camiaya onu teklif ederek-öne sürenler’ tarafından yönlendirilip, sadece ve sadece işadamlığından arta kalan zamanlarında federasyona uğrayıp, önüne konan evraklara imza atacaksa, gerçekten işimiz var demektir. Bu kıstas sadece işadamlarımız için geçerli değildir. Eski bir sporcu, meslekte emekli olmuş antrenör-hakem de olabilirsiniz. ‘Ehliyet ve liyakat’ esaslarına göre yapılmayan adaylıklar-seçimler Karate camiamıza sadece vakit kaybettirecektir. Buradan tüm samimiyetimle ilan ediyorum ki; ‘Camia dışından’ kim gelirse gelsin, isterse Spor bakanının kardeşi olsun, durum ve sonuç nitelik yönünden değişmez. Bırakınız bir iş adamınının Karate Federasyonu Başkanlığına seçilmesini, Karate dışından bir başka branşta spor geçmişi olan birisi ile dahi ileriye dönük ciddi hiç bir yapılanma ve başarı kazanılamayacağını yine bu camia 1990’lı yıllarda bizzat yaşamıştır. Türk Karatesini hiç tanımayan, camiamınızn birbirinden kıymetli antrenörlerini, hakemlerini tanımakla işe başlayacak olan bir başkan, sadece ve sadece zaman kaybıdır.

Bu filmi biz daha önce görmüştük.

Unutmuş olanlara kısa bir hatırlatma yapmak gerekiyor sanırım.

Vakti zamanında dönemin Karate Federasyon Başkanı olan Shihan Hakkı Koşar siyasi otorite tarafından görevden alınmış, yerine yukarıdan ‘ATAMAYLA(!)’ eski bir emekli-Taekwon-Do’cu,(şimdilerde rahmetli) getirilmişti. Düşünün, hayatının hiç bir döneminde yıllarca çalışmış olduğu Taekwon-do sporunda bile ‘başkan olamamış,’ (benim Taekwon-do yaptığım 1976-1980 arasında sadece genel sekreterdi) hayatında bir kez olsun Karate-gi giymemiş, hiç bir ‘DOJO’ ya adım dahi atmamış birisi, Karatenin başına siyasi otoritenin atamasıyla gelmişti.
Karate camiası ve Karateciler adına elem verici sözkonusu bu duruma dönemin ciddi Karate hocaları şiddetle tepki göstermişlerdi. Yine o dönemde eli kalem tutan bizler, dünyada eşi ve benzerine rastlanılmayan bu olay için, dönemin Savaş Sanatları ve Uzakdoğu

Spor Dergilerinde konu hakkında yazılar yazıp ‘Bu olay Karate camiasına yapılmış en büyük zulümdür’ derken, emekli Taekwon-Do’cu, camianın içinde sürekli rant peşinde koşan ve onu teknik konularda sürekli yönlendiren, ‘suyun başını tutmuş bazı yağadanlıklar’ tarafından ilk seçimde aday gösterilip, bir takım vaadler ve Bizans oyunlarıyla bu ‘rahmetli’ emeklinin ikinci dönemde seçilmesine zemin hazırlanmıştı. Seçimlerde ona oy verebilecek potansiyeli olanlar ‘bal tutan parmağını yalar’ mantığı ile bol bol parmaklarını yaladılar ve ne milli eğitim durumları ve ne de Karate bilgi ve Teknik durumları antrenör olmaya hiç müsait olmasa bile, bir takım ‘katakulli işler’ ile kimileri antrenör, kimileri milli takımlara hoca, kimileri milli-uluslararası hakem ve kimileri de DAN’ larına dan, mallarına mal, servetlerine servet katarak bir bakıma sebeplendiler.
Türkiye Karate tarihinde ilk defa onun döneminde doğru-dürüst hiç bir başarı elde edilememiş, hatta ileriye dönük ciddi bir yapılanmaya dahi gidilememişti. Çünkü yapılan işden anlamıyor, sadece onu piyasaya sürenlerin tavsiye ve telkinleriyle ’’Federasyon başkanı titri’’ hatırına kadrajda görünmek adına ‘sembolik’ yerini alıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin o dönemde elde ettiği başarıları saymazsak, 1,5 dönemlik ‘ithal başkanlıkta,’ Karate camiası adına sonuç elbette kocaman bir sıfır ve hüsran olmuştu. O dönemde camianın önde gelen birbirinden değerli hocalarımız bu seçimden çok huzursuz oldular. Kimileri onun bu olumsuz ve tutarsız icraatlarını eleştirdikleri için, yine onun tarafından sürekli ‘Merkez Disiplin ve Ceza Kurullarına’ sevk edildiler. O dönemde camiamızın saygın Karate antrenör ve hakemlerinden birçokları, ceza kuruluna bizzat onun tarafından sevk edildiler. Bunlardan birisi de tahmin edebileceğiniz ve önceki yazılarımdan anımsayacağınız üzere bendim. Şükürler olsun ki, Merkez ceza kurulunda aklı selim bürokratlar onun bu yanlış icraatlerini konu ettiğim, yayınlanan aylık dergilerdeki yazılarımda herhangi bir suç unsuru bulamamışlardı. Ankara’da gerçekten hakimler vardı ve ben de ceza almaktan kurtulmuştum.

O dönemlerde yazı yazdığım SAMURAY adlı aylık dergide yapılan bir ropörtajda, kendisine yöneltilen sorulara birbiriyle çelişen ve kaçamak yanıtlar veren emekli Taekwon-do’cu başkan daha da ileri giderek, “Herkes Haddini Bilsin!” sözleriyle başımıza diktatör kesilmişti. Bu uzaktan kumandayla(bir takım yalakalarla) yönetilen Karate federasyonu başkanının diktatörlüğü tam 1,5 dönem sürmüş ve adeta ensemizde boza pişirmişdi.
Karate’nin o karanlık döneminde kimlere ‘DAN’lar verilip terfi ettirildikleri, bir takım şaibeli denkliklerle hayatında ‘sarı kemeri’ bile takmamış kişilere antrenörlük sertifikaları-denklikler, hatta milli antrenörlük payeleri verilmemişti ki! Yine onun döneminde kulağımıza gelen ‘Karate Federasyonu Sporcu Kimlikleri’ basımı ve ihalesindeki yolsuzluklar da işin cabasıydı. Bu konu ayrı bir yazı konusu olup, bence ileride Karate Federasyonu arşiv ve kayıtlarında derinlemesine incelenmesi gerekiyor.
Ömrünün 30 küsur yılını Karateye adamış, son 21 yılını da yurtdışında geçirmiş bir Karate antrenörü olarak, Karate camiasına bir sorum var: Neden bizim(emekli veya aktif) antrenörler/Sensei’lerden biri Türkiye Taekwon-do Federasyonu Başkanlığına veya Wushu, Kick Boks federasyonlarının başkanlık seçimlerinde ADAY ol(a)mazlar? Hiç düşündünüz mü? Oldukları takdirde ne olur? Adama ne derler? Bir de bunu hayal edin bakalım. Kritik düşünenleri bu konuyu tartışmaya, hatta daha da öze dönük düşünmeye davet ediyorum.
Bu vesileyle Savaş Sanatlarının güçlü sesi ve öncüsü olan güzel sitemiz Siyahkuşak web’de ‘adaylık’ haberlerini okuduğum değerli federasyon başkan adaylarına, işadamlarına Karate Federasyonu Başkanlığı seçimlerinde şimdiden başarılar diliyorum.
Sağlık ve esenlik dileklerimle.

Fatih İnce
Goju-Ryu Karate
Chief Instructor, 5.Dan.

(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

 

 

 

 

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.