SENSEİ ÖMER DURAN: “KYOKUSHİN YAPIYORUM DİYEN HERKESİ BİZ BURAYA BEKLİYORUZ. BİZ ONLARI KUCAKLAYACAĞIZ!”
F. Vural YILMAZ & Sensei Ömer DURAN
—Uzun yıllar sonra nihayet mutlu son! Karate, artık tek çatı olmak için gün sayıyor…
—Artık 2021! Türkiye Karate Federasyonu (TKF) kaoslu yıllara sünger çekip 2010’lu yıllara resmen damga vurdu. Kanadı kırık karate, şimdi o kanadı yerine koymak üzere! Bakın işte o kanatta kimler var?
—Kyokushin, Ashihara ve aynı segmente yer alan ekoller ile diğer Kempo ve Sankukai-Nanbudo gibi dışarıda kalan tüm ekoller ile TKF, dev bir federasyona yelken açtı ve ‘OSS’ dedi. Bizler de bu tarihi söyleşimizde Sensei Ömer Duran’a sorduk.
Hocam kaç yılında Türkiye Karate Federasyonu’na (TKF) başvuru yaptınız?
TKF’ye 2010 yılında başvuru yaptık, 10 Temmuz 2011 yılında resmi faaliyetlere başladık.
Tahkim Kurulu komisyonun aldığı kararı onayladı. Son durum nedir?
Tahkim Kurulu Komisyonun vermiş olduğu kararı onayladı. Wushu Federsyonu’nun temsilcileri verilen karara itiraz ettiler, itirazda Tahkim Kurulu’nda değerlendirildi ve itiraz red edildi. Son bir karar düzeltme hakları var. Anayasal olarak şu anda yasalara göre ‘karar düzeltme’ diye bir talepte bulunabiliyorlar.
Bulunabilirler mi? Geri dönüş olur mu?
Zannetmiyorum, bulunabilirler de, fakat karar değişmeyecek! Şu ana kadar ben Tahkim Komisyonu üyesiydim, 3 kez itirazda bulundular ama 3’üde reddedildi.
Komisyonun bağlı olduğu resmi kurum ve bu komisyonda kimler vardı?
Komisyon, Spor Genel Müdürlüğü’nün talebiyle Tahkim Kuruluna bağlı.
Karate Federasyonu’nu temsilen Başkanımz Sayın Esat Bey ve ben, Wushu Federasyonu’nu temsilen Abdurrahman Akyüz Bey ve Mahmut Martin Hoca, Genel Müdürlük’ten 2 tane spor uzmanı, Tahkim Kurulu’ndan bir hakim başkanlığında komisyon kuruldu.
Bu noktaya nasıl gelindi, bu doğal bir süreç miydi yoksa şikayet falan mı oldu?
Doğal bir süreç değildi. Karate Federasyonu’na Wushu Federasyonu yetkilileri, “Siz Kyokushin Karatenin faliyetlerini yapamaszsınız.” diğerek bizi, yani Karate Federasyonu’nu Tahkim’e şikayet etmişti. Bilecik’te yapılacak Türkiye şampiyonamızı iptal ettirme kararı aldırdı. “Kyokushin, Ashihara, Budokai bizim sporumuz, Karate Federasyonu bunu yapamaz!” diye şikayet etmişler. Başkanımız Esat Bey, Genel Sekreterimiz Ali Bey duruma hemen itiraz etti, itirazı Tahkim Kurulu haklı buldu. Yürütmeyi durdurma kararını iptal etti ve biz turnuvamızı yaptık.
Aslında uzun yıllara dayanan bir sorun sanırım bu noktada başlamış oldu ve devamında neler yaşandı?
Turnuvadan sonra Başkanımız Esat Bey Spor Genel Müdürlüğü’ne bu sorunun çözülmesi için müracatt etti ve Genel Müdürlük harakete geçti, komisyon kurulmasına karar verdi. Tahkim Kurulu’ndan 1 hakimin başkanlığında, Gençlilk Spor Genel müdürlüğü’nden 2 spor uzmanı, Karate Federasyonu’ndan 2 üye, Wushu Fedrasyonu’ndan 2 üye olmak üzere 7 kişiden oluşan komisyon kuruldu. Öncelikle komisyondan 2 spor uzmanı dünyada Kyokushin Karate’nin statüsünün ortaya koymak için (3 ay kadar) rapor hazırladı. Çünkü Karate Federasyonu kendine istiyor, Wushu Federasyonu kendine istiyor.
Genel Müdürlüğün spor uzmanları bağımsızdılar ve tarafsız bir rapor hazırladılar. Dünya’da Kyokushin, ya Karate Federasyonu çatısı altında faaliyet yapıyor, ya da müstakil Kyokushin Karate Federasyonu olarak faliyet yapıyor. Fakat uluslararası üst kuruluş ise Organizasyon olarak faliyet yapıyor. Bazı hocalarımız, “Dünya Kyokushin Federasyonu” dese de dünyada böyle bir Federasyon yok. Bir yapının adına ‘federasyon’ demekle federasyon olmuyor. Bunu Spor uzmanları hazırlamış oldukları bilimsel raporda ortaya koymuşlar ve komisyonun vermiş olduğu karar yazılırken bu konuyada atıf yapıldı.
Türkiye’de Kyokushin’in ulusal ve uluslararası statüsü üzerine yaşanan gelişmelerin komisyona yansımasından bahseder misin?
Türkiye’de Karate Federasyonu kurulduğunda Kyokushin, federasyonun bir parçası olarak yer alıyor. Fakat dünyadaki gelişmeler Federasyon içerisinde hocaların kendi aralarındaki çekişmeleri nedeniyle Kyokushin, Karate Federasyonu’nun dışında kalıyor. Yaklaşık 30 yıl resmiyet olmadan Kyokushin Karate hocaları kulüp olarak kendi imkanları ile bir şeyler yapılıyor, hatta bir kısmı başka stillere geçiyor. 2011 yılında Başkanımız’ın samimi duygularla Karate Federasyonu’nun içinde olmayan stiller için almış olduğu karar ile Kyokushin Karate yeniden ülkemizde kendinden söz ettirmeye başlıyor. Dünya’da ise Mas Oyama 1994 yılında öldükten sonra IKO dan ayrılan hocalar kendilerine yeni organizasyonlar kuruyorlar ama Oyama’nın kurduğu IKO (Uluslararası Karate Organizasyonu-Kyokushinkaikan) 167 ülkede orjinal olarak faliyetlerini devam ettiriyor. 2007 yılında WKF ve JKF ile IKO arasında 2020 Olimpiyatları için ön protokol yapılıyor,n2014 Yılında bu protokol medya ve basın kuruluşları önünde imzalanıyor.
2011 yılından beri TKF olarak Kyokushin faaliyeti yaptığımızı, onların Kyokushin değil, Budokai olarak faliyet yaptığını, Karate Federasyonu olarak 2011 yılında Dan denkliği ardında Antrenörlük kursları ve Hakem kursları, 2014 yılından itibaren Türkiye Şampiyonaları düzenlendiğini ifade ettik. Milli Takım’ın kurulması ve 2015 yılından itibaren Uluslararası Balkan, Avrupa ve Dünya Şampiyanalarına Milli Takım olarak katılmamız komisyonda önemli bir etken olmuştur.
Kyokushin’in WKF’deki statüsü komisyona nasıl sunuldu?
En önemli delilimiz 2015 Yılın’da Başkanımız WKF’den (Dünya Karate Federasyonu) Kyokushinin bir Karate Stilidir ve WKF’nin 5. Stilidir resmi yazısını Spor Genel Müdürlüğüne Federasyonumuz sunmuştu. Bu belgeyide Başkanımız Esat Bey, Tahkim Komisyonuna sundu. Ayrıca IKO’dan da almış olduğumuz Kyokushin Karate’nin (IKO) Türkiye’de tek yetkili kurumun TKF olduğuna dair yazıyıda sundu.
Türkiye Karate Federasyonu Başkanı Sayın Esat Delihasan komisyonda yer aldığına göre o da bir savunma yaptı. Müsadesi olursa sormak istiyoruz; Esat Başkan nasıl bir savunma yaptı?
Başkanımız yazılı olarak ve Komisyon toplantısında aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
Kyokushin Karate, Türkiye Karate Federasyonu kurulduğu andan itibaren Karate Federasyonu bünyesinde, eğitim ve organizasyon olarak faaliyetlerine başlamış, 2011 yılından itibaren de turnuva ve ulusal faaliyetleri düzenlemeye başlamıştır.
2014 yılından itibaren de WKF (Dünya Karate Federasyonu), İKO (Uluslararası Karate Organizasyonu-Kyokushinkaikan) arasında yapılan protokolle Karate Federasyonu Kyokushin Karate Milli takımını oluşturmuş ve 2015 yılından itibaren Uluslararası Balkan, Avrupa ve Dünya şampiyonalarına katılım sağlanmıştır.
Önceki yazışmalarımızın ekleri incelendiğinde tüm belge ve bilgilerin dünyanın en saygın otoriter kuruluşlarından geldiği görülecektir.
Türkiye Karate Federasyonu milli kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek adına gerek uluslararası lobi çalışmaları, gerekse uluslararası hakem ve yöneticiler yetiştirerek bunu dünyanın her tarafındaki kurum ve kuruluşlara yerleştirip ülkemizin dünya çapında etki alanını sürekli genişleten, her alanda ve bütün coğrafyalarda söz sahibi ve ülkemizin göz bebeğidir.
Kaldı ki bir örnek vermek gerekirse Türkiye Karate Federasyonu bünyesinde Kyokushin Karate yapan bir sporcunun geleceğinde Dünya, Avrupa hatta Olimpiyatlarda yarışabilme fırsatı olurken aynı sporcunun Wushu Federasyonu bünyesinde böyle bir şansı bulunmamaktadır.
Wushu Federasyonu’ndan alınan Kyokushin Karate, kuşak, dan, antrenör ve hakem belgeleri dünyanın hiç bir resmi kuruluşunda kabul görmemekte, dikkate dahi alınmamaktadır.
Özetle Kyokushin Karate, Kempo Karate, Ashihara Karate birer karate stilidir. Tüm Dünyada da böyle bilinmektedir. Bunun aksini iddia etmek tüm dünyadaki ilgili kurumlarda abesle iştigal sayılır ve bu iddianın hiç bir kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır.
Tekrar hatırlatmak gerekirse bahse konu stillerin federasyonumuza tescilinin tarafımıza kazandıracağı sadece iş yükümüzün artmasından başka bir şey değildir. Ancak ülkemizin menfaatleri ve bu branşlara gönül veren insanlarımızın gelecekte karşılaşılması kesin olan telafi edilemez mağduriyetlerin bir kader olarak yaşanmaması adına yüce heyetinizin dikkatini çekmeye çalışmaktayız. Israrımızın başka bir amacı bulunmamaktadır. Zaten milli çıkarlarımızı korumaya çalışmak dışında başka bir amaca da ihtiyacımız yoktur.
Anılan stiller Kyokushin Karate, Kempo Karate ve Ashihara Karatenin gelecekte yeri doldurulamayacak milli kayıplarımıza yol açmaması bakımından Federasyonumuza tescili ve her alandaki faaliyetleri için sadece Türkiye Karate Federasyonumuzun yetkilendirilmesi milli menfaatlerimizin, aklın ve realitenin zorunlu kıldığı tek seçenektir.
Bu konuda Wushu Federasyonu’nun Kyokushin girişimleri ve ilgili savunması komisyona nasıl yansıdı?
Wushu Federasyonu’nun en büyük dayanakları, “2018 yılında Bakan oluru, bu spor bize emanet edildi” dediler. Bütün savunma bunun üzerine temellendirilmiş ve birde sayı, ‘şu kadar kulüp, şu kadar sporcu, şu kadar antrenör ve hakem’ şeklinde oldu.
Komisyonun araştırmasında neler var?
Uzmanların dünyada Kyokushinin statüsü ile alakalı raporda Avrupa ülkelerinde karate federasyonlarına bağlı, diğer ülkelerde müstakil Kyokushin karate federasyonlarının olduğu araştırılmış. Ülkemizde 2014’den beri Wushu Federasyonu ne kadar Kyokushin faaliyeti yapmış, ne kadar para harcamış, Karate Federasyonu ne kadar faaliyet yapmış, ne kadar para harcamış, onlarıda ortaya koymuşlar. Wushu Federasyonu’nun düzenlemiş olduğu 5 tane turnuva içinde, ‘Kyokushin’ adı geçiyor. Harcadıkları para toplamda 170.000 lira, Karate Federasyonu ise uluslararası ve Türkiye’de düzenlemiş olduğu 10 tane Kyokushin faaliyetine toplam 1.750.000 lira harcamış.
Çocuklara vermiş olduğumuz millilik belgeleri 2015’den itibaren Kyokushin faaliyetlerinin Karate Federasyonu’nun yaptığını, arkasından federasyonun mali kongrelerinde ve genel kongrede faaliyet proğramları var, resmi genel müdürlük tarafından onaylanmış, kitapçık haline gelmiş… Burada Kyokushin’in faaliyetlerini yapıp yapmadığımızı ibraz ettik. Bunların hepsinden sonra komisyon karar verdi; “Şimdi Karate Federasyonu’na bağlanması gerekiyor” diye.
İtirazda süreç nasıl gelişti?
Bunlar (Wushu Federasyonu), bunada itiraz etti. Buna itiraz ederken gitti tahkime itiraz etti, komisyona değilde tahkime itiraz etti. “Komisyon yanlış karar veriyor” diye, “taraflı karar veriyor” diye! “Bağımsız değil, spor uzmanları taraf tutuyor” diye! Böyle bir gerekçeyle gitti.
Bu sefer tahkim dedi ki: “Bu kararı komisyon olarak vereceksiniz. Wushu Federasyonu’nun itirazınızı redetti, ancak komisyon kesin karar verdikten sonra itiraz edebilirsiniz.”
Biz 24 Aralık 2020’de toplandık. Abdurrahman Bey gelmedi. Bir spor uzmanı da haklı gerekçesi ile katılmadı. Komisyondan çıkan karar: “Kyokushin Karate ‘branş’, Ashihara Karate’de ‘sitil’ olaraktan Türkiye Karate Federasyonu’na bağlanmıştır” diye. Ondan sonra yine 10 gün içerisinde bu karara itiraz etme hakları vardı. İtiraz ettiler. Sonra Perşembe günüydü. Bu karar değerlendirildi ve Wushu Federasyonu’nun kararı reddedildi. Komisyonun vermiş olduğu karar kabul edilmiş oldu.
Hocam siz geçmişte Turgut Ordu ile çalıştınız mı?
Ben Sayın Turgut Ordu Hoca ile 90 yılında ilk Kyokushin Karate’ye başladım, arkasından İstanbul’a gelerek Sayın İlhan hocamla çalışmaya başladım ve bu çalışmalarıma devam ediyorum.
Maşallah, İlhan Hoca devam ediyor!
Tabi şu an devam ediyor.
Wushu Federasyonu’na giden kim!
Ben 2010 yılında Karate Federasyonu’na müracat ettim. Başkanla görüşüp bu görüşmelerde neler yapabileceğimize dair 5 kez görüşmemiz oldu. Başkanla biz neler konuştuysak bütün camiaya deklare etmemiz gerekiyordu. İstanbul’da bir otelde toplantı yaptık. SayınTurgut Ordu Hoca en baş köşeye oturdu. Amiyane tabirle mangalda kül bırakmadı; “Başkanım bizim 30 yıllık federasyon hayalimizi gerçekleştirdiniz. Bana ve diğer Ömer Cengiz hocamıza, “Siz iki Ömer’imle gurur duyuyorum, imkansızı başardınız!” Aradan tam 6 ay geçti. Bir branş şefliği alaraktan, o branş şefliği ile gitti Wushu Federasyonu’na gitti ve orada Kyokushin çalışılmaya başlandı.
Mevcut bu süreçte Budokai, Kyokushin ve Millilik konusunda neler yaşandı?
Şöyle bir şey vardı; Bunu ben mahkemede anlattım. Budokai’nin Dünya’da bir karşılığı yok! 2002 yılında Ashihara Bodokai olarak kurulmuş, ama Dünya’da bunun bir karşılığı yok! Dolayısıyla Milli Takım olarak yurt dışına gidipte millilik alamıyorlardı. Turgut Ordu burda Kyokushin yoluyla bunun çözüleceğini onlara anlattı ve ‘Kyokushin’ ismini alaraktan kendilerine millilik yolunu açtılar. Biz Millilik vermeye başladıktan sonra bu yolla bizim camiamızı ikiye böldüler. Bunun müsebbibi Turgut Ordu’dur! Yani şu anda Kyokushin olaraktan çok daha güçlü olabilirdik, çok daha büyük olabilirdik.
Kyokushin ve Ashihara tarzı Enshin kaikan gibi ekollerde var değil mi?
Enshin çok da fazla kalmadı! Hepsi Kyokushin’den ayrılma, temel Kyokushin.
WKF’nin olimpiyat sürecinde İKO’nun etkisi nedir? Aralarında yapılan bir anlaşma var mıydı?
2007 yılında Karate olimpiyatlara girmek için Kyokushin İKO organizasyonu Japonya’da ve Brezilya gibi bazı ülkelerde çok güçlü olduğu için WKF, İKO ile ön protokol yapmıştı. Bunda temel neden olimpiyatlara girmek için destek içeriyordu. Spor uzmanlarının ortaya koymuş olduğu bilimsel bir rapor yayınlanacak! Bu 2007 yılında İKO ile Japonya Karate Federasyonu, WKF adına protokol yapıyor. İşbirliği yapacaklarına dair 2014 yılında bu protokolü resmi olaraktan dünyaya duyurdular. WKF, İKO’nun yani Kyokushin Karate’nin 15 katasını resmi kata istesine aldı. WKF’nin resmi 101 tane katası var, bunların 15 tanesi Kyokushin katası.
Bu noktada sorun büyük ölçüde çözülmüş görünüyor değil mi?
Zaten gerekçe bu şekilde; Olimpiyat sürecinde WKF’nin yanında olacağını, işbirliği yapacağını taahhüt etti. Bu bizim millilik yolumuzu açtı. 2007 ama 2014’de resmiyete döküldü. 2014 yılında alınan bu karar ile Kyokushin olarak 5’nci resmi stil oldu.
Yani Shotokan, Wado-ryu, Goju-ryu, Shito-ryu ve Kyokushin oluşan 5 stil var. Biz Milli Takımımızı bundan sonra kurduk.
Böylece Türkiye’de yol haritası belli olmuş oldu!
Ben işte bu gerçekleri orada anlattım. Orda kararda şöyle deniyor; Dünya’da Kyokushin organizasyonlarının ismini söylüyor, bu organizasyonların hiçbir tanesi spor akredite tarafından tanınmamaktadır. İKO, Uluslararası Karate Organizasyonu Kyokushinkaikan dolayısıyla WKF ile olimpiyatlara girme sürecinde çalışma yaptığı için WKF’nin tanıdığı resmi İKO, İKO’nun da Türkiye’de tanıdığı Türkiye Karate Federasyonu olduğu için Kyokushin bir branş, Ashihara stil olaraktan TKF’ye bağlanması sağlanmıştır. Kyokushin’nin 5’nci stil olması etkili olmuştur.
Wushu’nun savunması üzerinde durmak istiyorum!
Savunmalarıyla alakalı Karar resmi gazetede yayınladıktan sonra dosya üzerinden konuşmak daha doğru olur.
Bir de ben şunu gerekçe gösterdim. Budokai dünyada karşılığı olmayan bir şey olduğu için burada kıck bokscu maç yapıyor, muay thaici maç yapıyor, wushucu maç yapıyor, taekwondocu maç yapıyor… Kendi federsyonuyla sorunu olan herkes oraya koşuyor. Buda devletimize ek bir külfet. Oysa Taekwondo Federasyonu var, taekvondocu kendisini orada geliştirsin. Muay thai’nin federasyonu var, wushucunun var, karatecinin var. Burayı arka bahçe olarak kullanıyorlar. Buda ortadan kalkmış oldu.
Siz TKF’desiniz, Wushu’da olanlar var. Karar sonrası tablo nasıl şekillenir?
Yani orda Teknik Kurul Başkanı Kyokushin’in orda kalması için mücadele eden arkadaş Mahmut Martin… Ben bu karar bize verilirken tanımıyordum. Hatta sosyal medyadan problemliydik, ben kendisine karar verildikten sonra orada dedim ki, “Bu federasyon bizim şahsi malımız değil, burası devletin bir kurumu. Kyokushin yapıyorum diyen herkesi biz buraya bekliyoruz.” Olması gereken bu ama biz sadece şuna karşıyız, adam taekwondocu, Kyokushin Karate’yi öğrenmeden, ”Ben Kyokushin hocalığı yapacağım” diyorsa kusura bakmasın, yada muaythaici Muay Thai yapsın. Kyokushin yapmak istiyorsa, Kyokushin öğrenmek istiyorum diyorsa, biz bu camiayı büyütmek için, yani Kyokushin’in 100 tane kulübü olursa bizim dünyada ki söz hakkımız başka olur, 1000 tane kulüp olursa söz hakkımız başka olur. Biz bu camiayı büyütmek için elimizden geleni yapacağız. Sıfırdan bir sporcuyu yetiştirip antrenör yapmak uzun vadeli bir proğram. Ama kısa vadeli proğram orda ki arkadaşlar buraya gelirse daha fazla yol alacağız.
Peki orda ki arkadaşlar gelmezse, böyle bir durum var mı?
Bu faaliyetleri orada yapamayacaklar! Kyokushin ve Ashihara adına orada faaliyet yapamazlar. Yani bir kısım insanlar wushucuydu, wushuya devam edecekler. Gerçekten Kyokushin yapmak isteyen arkadaşlar buraya gelecekler. Biz de onları kucaklayacağız, sorun olmayacak! Yani Başkanımızın da düşüncesi bu. Ben de aynı şekil de düşünüyorum. Benim hedefim Kyokushin’i Türkiye’de büyütmek ve yaymak istiyorum.
Ashihara stil olarak yer alacağına göre Ashihara’nın durumunu açıklar mısın?
Ashihara bir stil olaraktan faaliyetlere katılacak. Karate Federasyonu Ashiharacılara şöyle bir seçenek sunacak; “Kendi Dan sınavlarınızı, kendi kuşak sınavlarınızı kendiniz yapabilirsiniz. Turnuvaya ya İKO sistemine Kyokushine göre müsabakalara girmeyi seçeceksiniz, yada WKF sistemine göre turnuvalara gireceksiniz.” Yani burda bir tercih yapacaklar.
Kyokushin bir branş, peki branş olarak statüyü açıklar mısın?
Ana Kyokushin, önceden nasıl Judo Federasyonu vardı, sonra Karate eklendi ve Judo-Karate Federasyonu oldu. Aynı şekilde Kyokushin isterse ileride müstakil federasyon olma yolu açıldı. Bir spor dalı olaraktan bağlandı.
Şu an Karate bir branş, karatede 4 ana stil vardı, Kyokushin eklendi 5 oldu. Kyokushin’in şöyle bir avantajı oldu. İsterse kendine müstakil federasyon olabilecek hukuki yapıya kavuştu. Hem de mevcut sistem içerisinde devam edip, Kyokushin kurallarına göre müsabaka düzenleyip aynı zamanda kata dalında WKF’nin yarışmalarına katılma hakkı oluştu.
WKF’de İKO kabul edildiğine ve WKF Dünya Karate Federasyonu olduğuna göre gidişat WKF, EKF ve TKF yönünde, çizgisinde olacaktır.
Tabi kesinlikle, kesinlikle!
Artık bu noktada mevzuat belli fakat TKF’nin ayrıca bir kuralı, kaidesi olur mu? Müsabaka ve hakemlik kurallarını detaylandırabilir miyiz?
Karate Federasyonu’nun şuan mevcut halinde IKO Müsabaka kuralları var ve Turnuvalar bu kurallara göre yapılıyor. Bundan sonraki durum Karar resmi gazetede yayınlandıktan sonra Federasyonumuz mevzuatla alkalı gerekli adımları atacaktır.
Burda şu net, WKF ve İKO kuralları geçerli!
Evet.
Hocam konuştuk ama İKO hakkında kısa bir bilgi;
Dünyada bu işin temeli İKO, Oyama’nın kurmuş olduğu organizasyon.
Dünyada yaygınlık bakımından hangi ekol daha yaygın?
Halk arasında vuruşlu diye tarif edilen Karate Stilleri içinde kesinlikle Kyokushin yaygın olanıdır ve asıl olanda Kyokushindir. Bu gün 10 tane Kyokushin Organizasyonu vardır ve en küçük olanı bile diğer vuruş Karate stillerinden daha çok üyeye sahiptir. Bunu nerede görüyoruz, uluslar arası turnuvalarda birinin Dünya Şampiyonasına 16 ülke katılırken, Kyokushinin Avrupa şampiyonasına bile en az 20- 30 ülke katılıyor.
Ömer Hocam, Camia adına hayırlı olsun. Son olarak bizim soramadığımız fakat senin söylemek istediğin bir şey var mı?
Benim eklemek istediğm Tam temaslı Karate Kyokushin, Ashihara Karate yapan Hocalardan isteklerim var; resmiyet noktasında yaklaşık 19 yıllık Budokai, 10 yıldırda Karate Federasyonu’nda Kyokushin olarak bir tecrübemiz var. Yetişen nesile bu süreçte ne verdik, ne kazandırdık, nelerini kaybettirdik, bunları iyi düşünelim. Karate salonuna çocuğunu kayıt yaptıran veli Kyokushin, Shotokan, Ashihara diye kayıt yaptırmıyor, ‘Karate’ diye kayıt yaptırıyor. Devletin bu sporları yapan sporculara verdiği hakları, kendi hayallerimiz için çocukları, bu haklardan mahrum olmalarına sebep olmayalım.
Teşekkür ederim, başarılar diliyorum.
Bende teşekkür ederim, sizede kolay gelsin.
Herkesi bekliyoruz diyorsunuz ama biri sizi arayınca Ömer Salih Cengiz karar versin diyorsunuz? Bırak bu işleri net ol