ZAMANDAN SÜZÜLEN ANILAR; Sensei Atilla ÇELİKTÜRK
ZAMANDAN SÜZÜLEN ANILAR; Sensei Atilla ÇELİKTÜRK

“Sensei Atilla ÇELİKTÜRK olarak yaşadığım ilk şampiyona maçı, sadece bir spor mücadelesi değildi!”
Her anı, bir ömrün yonttuğu bir heykel gibidir. Türkiye Karate Federasyonu’nun henüz filizlendiği o yıllarda, Sensei Atilla ÇELİKTÜRK olarak yaşadığım ilk şampiyona maçı, sadece bir spor mücadelesi değildi; aynı zamanda bir dönüm noktası, bir vedanın hüznü ve bir zaferin başlangıcıydı.
O gün, “Budokan” Ahmet Doğaner grubunun en iyisi Mustafa Şaban Oğuz ile karşılaştım. Bu sadece iki rakibin değil, iki farklı felsefenin Tatemi’deki buluşmasıydı. İki mawashi geri ile kazandığım o maç, benim için bir Türkiye Şampiyonluğu unvanından öte, gelecek başarılarımın ilk habercisiydi.
Ancak bu zaferin gölgesinde, rakibim Mustafa Şaban Oğuz’un karateye veda kararı vardı. Bu veda, elbette hüzünlüydü; ancak hayatın döngüsünde kaçınılmazdı. Tıpkı her vedanın yeni bir başlangıca işaret etmesi gibi.
O maçın anıları, sadece benim için değil, Türk karate tarihi için de paha biçilmez bir hazine. Onlar, zamanın ötesinde yankılanan, yaşayan gerçeklikler. Hatıraları yaşamak, geçmişi onurlandırmak ve geleceğe umutla bakmaktır.
Oss..!