TÜRKİYE’DE KARATE STİLLERİ
TÜRKİYE’DE KARATE STİLLERİ

Ülkemizde ilk olarak Shotokan Karate stili başladı. Sensei Hakkı Koşar hocamız bu stili ülkemize getirdi ve geliştirdi. Bugünkü seviyesine gelmesinde en büyük katkıyı o yaptı; çünkü altyapıyı oluşturdu ve federasyonun kurulmasında önemli rol oynadı.
Daha sonra Sensei Ferhat Özsert Kyokushinkai, Sensei Şenel İnce Wado Ryu, Sensei Salih Cam Nanbudo, Sensei Ahmet Doğaner Budokan Shotokan, Sensei Enver Hancı Kempo Karate ve Goju Ryu, Sensei Yenal Karahan ise Shito Ryu stillerini ülkemize kazandırdılar. Daha sonra Ashihara stili de çalışılmaya başlandı.
Nanbudo ve Kyokushin stilleri federasyon nezdinde bağımsız olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Kempo Karate ise bildiğimiz kadarıyla federasyon yapısıyla çalışmalarına devam etmektedir; Bu dövüş sanatının kıdemli öğrencilerinin çoğu Goju Ryu çalışmaktadır.

Sensei Hamdi ÇEVİK
Bunların dışında, “Türk Dövüş Sanatları” adı altında faaliyet gösteren dernekler, federasyonlar ve stiller de mevcuttur. Varlıklarını geniş kitlelere kabul ettirmek için çaba göstermektedirler. Onlara da başarılar diliyoruz. Ancak bu konu ayrı bir yazı gerektirir; başka bir zamanda ayrıca ele alacağız.
Karate Federasyonu bünyesinde, WKF’de (Dünya Karate Federasyonu) olduğu gibi dünyada yaygın olarak dört stil faaliyet göstermekte ve WKF kurallarına göre müsabakalara katılmaktadır.
Fakat ülkemizde stillerin olumlu pozisyonları olduğu gibi çözülemeyen pek çok sorunu da vardır. Buna Shotokan stili sebep olmasına rağmen Shotokan’ın da birçok sorunu bulunmaktadır.
Şimdi bu sorunları sıra ile inceleyelim. Önce tarihsel aşama:
Kuruluş dönemlerinde hiçbir kurumdan destek almadan, tamamen stil temsilcilerinin kendi imkânları ve olağanüstü çabalarıyla yola çıktılar. (Bu tüm stillerin ortak kaderidir.)
Shotokan
Sensei Hakkı Koşar’ın imkânları sayesinde en hızlı gelişen ve en şanslı stil oldu.
Kyokushinkai
Sensei Ferhat Özsert’in de diğer stillere kıyasla nispeten daha iyi imkânları vardı. Bu sayede stil kısa sürede yaygınlaştı.
Wado Ryu
Sensei Şenel İnce maddi ve manevi açıdan kısıtlı imkânlara sahipti. İş önceliğiydi; boş zamanlarında amatör olarak karate ile ilgileniyor, hem öğreniyor hem kendini geliştiriyor, hem de stil üzerinde araştırmalar yapıyordu. Bu sırada askerlik süresi geldi ve askere gitti. Bu süreçte diğer stiller ciddi yol aldı. Döndüğünde yaklaşık iki yıllık gecikmeyle tekrar başladı. Bir salonla anlaşarak ders vermeye başladı ve imkânları ölçüsünde hem kendini hem stilini geliştirmeye devam etti.
Nanbudo
Sensei Salih Cam da tamamen kısıtlı imkânlarla stilini geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştı.
Kempo Karate
Sensei Enver Hancı uzun yıllar İstanbul Fındıkzade’de ders vererek hocalar yetiştirdi. Bu hocalar kulüpler açtı. Ancak 1991 yılında Enver Hancı Kempo Karate’yi bırakıp Goju Ryu’ya geçti. Öğrencilerinin çoğu da onunla birlikte Goju Ryu çalışmaya başladı.
Goju Ryu
Sensei Enver Hancı’nın Goju Ryu’ya geçmesiyle stil ülkemizde hızla yaygınlaştı ve öğrencileri önemli başarılar elde etti.
Bu kısa tarihsel sürecin ardından asıl konulara geçelim.
1. Ülkemizde stiller yeterince destek görüyor mu?
Bence maalesef hayır. Sadece “mış gibi” yapılıyor. Vize seminerleri, sınavların stil hocaları tarafından yapılması… Hepsi bu kadar. Bu destekleniyor sayılmaz.
Oysa stil temsilcileri ile düzenli toplantılar yapılabilir, yıllık program hazırlanabilir, federasyon tanıtım ve organizasyonlarda stillere destek verebilir. Bu, Türk karatesine büyük katkı sağlar. Federasyonun ayırdığı bütçe tüm stiller içindir; dolayısıyla maddi ve manevi destek şarttır.
2. Stiller kendi başlarının çaresine mi bakmalı?
Hayır; fakat mevcut durumda sanki böyleymiş gibi bir tablo var. Stiller, kyu ücreti ödüyor, lisans ve dan ücretlerini yatırıyor fakat karşılığında yeterli destek alamıyor.
Spor Bakanlığı’nın federasyon başkan adaylarına “sponsor bulamıyorsanız aday olmayın” demesi bile devletin desteğinin ne kadar az olduğunu gösteriyor. Verilen bütçe sporun gelişimine yetmez. Bu durum, başarıların tamamen kulüplerin ve antrenörlerin fedakârlıklarıyla geldiğini ortaya koyuyor.
Devlet spor, eğitim ve sağlık için vardır; bu alanlara yeterli destek verilmezse varlığının anlamı kalmaz.
3. Geçmişte stiller destek gördü mü?
Hayır. Ülkemizde hiçbir stil yeterli destek görmedi. Hakkı Koşar hocamız askeriyeden gelen bir disiplin ve geçmiş tecrübeleri sayesinde bazı manevi destekler görse de kurumsal destek yine yoktu.
Diğer stiller ise tamamen kendi fedakârlıklarıyla var olabildi.
4. Geçmişte yaşanan en büyük sıkıntılar nelerdi?
Wado Ryu başta olmak üzere Goju Ryu, Kyokushinkai, Nanbudo ve Shito Ryu birçok benzer sıkıntı yaşadı. Bazılarına bizzat şahit oldum.
Örneklerden bazıları:
Federasyon sınavlarında tüm stillere Shotokan soruları sorulması
Dan alamayanların antrenör ve hakem olamaması
Müsabakalarda açık engellemeler
Wado Ryu kata yapan sporcunun “yanlış Shotokan kata çiziyor” diye elenmesi
Teknik direktörlerin stillere önyargılı yaklaşımı
Dan sınavlarında adaletsiz uygulamalar
Stil hocalarına karşı saygısız ve engelleyici tavırlar
Hakemin hakem odasında darp edilmesi
Takım liginde bariz organizasyon hataları
Bu örnekler çoğaltılabilir; yaşananlar kitap olur.
Uzun mücadelelerin ardından stil masaları kuruldu ve sınavların stillere özgü yapılması sağlandı.
5. Karate Federasyonu Shotokan Federasyonu mu, yoksa tüm stillerin federasyonu mu?
Kuruluşundan bu yana maalesef fiilen Shotokan Federasyonu gibi hareket edildi. Hâlâ birçok stil göz ardı edilmekte ve geri planda bırakılmaktadır.
Vize seminerlerinde bazı stiller seminer yapabilirken Wado Ryu, Goju Ryu, Shito Ryu seminer yapamamaktadır. Oysa tüm üst düzey hocalar oradadır; fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
6. Avrupa’da, dünyada, Japonya’da stillerin durumu nasıl?
Biz istisnayız. Diğer ülkelerde küçümseme, hor görme, engelleme yoktur. Çoğu ülkede stillere eşit imkân sağlanır.
Japonya’da stillerin kendi federasyonları vardır ve tamamı Japon Karate Federasyonu çatısı altındadır. Sorunlarını kendi temsilcilikleri üzerinden çözerler.
Türkiye henüz bu seviyede değildir; stiller federe değildir. Federe olunduğunda Japonya modeli örnek alınabilir.
7. Sonuç: Ne yapılmalı?
Federasyon, stillerin gelişmesi için aktif ve bilinçli bir destek mekanizması kurmalıdır. Stil hocalarından görüş almalı, düzenli toplantılar yapmalı, işbirliği geliştirmelidir. Stillerin güçlenmesi Türk karatesinin güçlenmesidir.
Karate Federasyonu Başkanımız Sayın Ercüment Taşdemir vizyon sahibi bir başkandır. Stil hocalarının ortak bir rapor hazırlayarak kendisiyle görüşmesi faydalı olacaktır. Müsabakalarda kendisiyle sıkça karşılaşılıyor ve görüşme taleplerini olumlu karşılamaktadır.
Wado Ryu, Shito Ryu ve Goju Ryu antrenörlerimizin bu konuyu değerlendirmeleri Türk karatesi adına daha verimli bir sürecin başlangıcı olabilir.
*