SAVUNMA SANATI MI? SAVUNMA SPORU MU?
Savunma Sanatlarının Uluslararası alanda Martial Arts (Askeri Sanatlar, Savaş Sanatları) anlamında tanımlanmaktadır.
Peki, Dövüş Sanatı m? Savunma Sanatı mı? diye de sorabilirim. Burada bir karmaşa var. Bu netleşmeli. Bunun için bu sanatların çıkış amacına bakmamız gerekiyor.
Askeri sanatlar ya da Dövüş Sanatları sadece askeri alan için, askerlerin ihtiyacı için çıkmamıştır. Mevcut kaynaklar bu görüşü doğrulamaktadır. Tüm insanlar, insanlık türü doğduğu andan itibaren buna ihtiyaç duymuştur. Çünkü kendisine zarar verecek, kendisinden güçlü başka bir tür canlı ile karşılaşma olasılığı fazlasıyla olmuştur. Hatta kendi türü bile ona zarar verebilir bir yaşam koşullarında yaşamak zorunda kalmıştır. Demek ki sadece bir kesimin ihtiyacı olmamıştır. Tüm insanlığın, her sınıfın ihtiyacı, hatta her canlının ihtiyacı olmuştur.
O zaman insanlar yaşayarak, deneyerek kendini savunma anlamında pek çok metot bulmuşlardır. Bulmaya da devam etmişler ve hala bu konuda daha iyiyi bulmaya çaba sarf etmektedirler.
Dünya’da bu konuda pek çok bütünsel çalışma örnekleri vardır. Çin Dövüş Sanatları bu konuda en zengin olanıdır. 2500 çeşit Kung Fu stili (çeşidi) olduğu söylenmektedir. Ayrıca Japon tarzı sanatlar, Filipin tarzı, Endonezya, Kore, Amerika, Avrupa, Türk tarzı Dövüş sanatları da vardır. Fakat bu konuda en geniş, en derin çalışmayı son yüzyılımızın Büyük Ustası Bruce Lee yapmıştır. Tüm Dövüş Sanatlarını önüne koymuş, incelemiş, pratik yapmış. Sonunda günümüz koşullarına, bu çağa uyan ve her yaşın öğrenebileceği, çalışabileceği en zengin bir sistem oluşturmuş. Bunu da dünyaya ispat etmiştir. Zaten kendisi bir filozof olduğundan tüm dövüş sanatlarına bu gözle bakmış. Herhangi bir taraf açısından bakmamıştır. Bu sisteminin adına da kendi adını koymuştur. Bruce Lee’ in gerçek orijinal adı Jun Fan Lee’dir. Bu nedenle Dövüş Sanatına Jun Fan Kung Fu adını vermiştir. Felsefesinin adını da Jeet Kune Do diye belirlemiştir. İçinde, sokakta ihtiyacımız olan tüm Dövüş sanatları ya tamamen ya da kısmen bulunmaktadır. Yeni bir dövüş sanatı bulunursa o da incelenerek gerektiği şekilde bu sistemin içine atılmaya müfredata ilave edilmeye devam etmektedir.
Ve Bruce Lee, bütün dövüş sanatlarının aynı değerde olduğunu söyler. Çünkü birinin yaptığını diğeri yapamamaktadır. Oysa sokakta hepsine ihtiyacımız olmaktadır.
O zaman Dövüş Sanatı mı? Dövüş Sporu mu? Dövüş sanatları insanı fiziki tehlikelerden korumak amacıyla çıktığına göre, bu amaca uygun yapılırsa işe yarar. Eğer sadece spor (yarışma) amacıyla yapılırsa kısırlaşır sokak ihtiyacına cevap veremez. Bu Bruce Lee’nin de tezidir.
Zaten her bir teknik bir spor amacına da hizmet etmekte, tüm kasları çalıştırmakta ve güçlendirmektedir. O halde müsabakalar yaparak spor haline getirerek niçin kısırlaştıralım ki? Niçin sadece yarışmalardaki bize puan kazandıracak tekniklere yoğunlaşalım ki? Oysa sokakta kendimizi savunabilmek için daha çok tekniğe ihtiyacımız olacak.
Hiçbirimizin dövüş sanatı çalışmama lüksü, seçeneği malesef yoktur. Çünkü dünyanın en güçlü devleti bile bizi maalesef koruyamamaktadır.
Bu nedenlerle “Savunma Sanatı” tabiri kullanmamız en uygunudur. Çünkü içinde sporda vardır. Bir Savunma Sanatı aynı zamanda spordur. Fakat müsabaka değildir. Müsabakalaştırırsak kısırlaştırır sokakta yetersiz hale getiririz.