Karate Eğitiminde Kalite
Bilinçli ve yüksek öngörülü Karate do eğitmeni, sürekli olarak yeni bilgiler elde eden ve bu bilgileri geliştirerek faaliyetlerini bu yeni bilgilere göre biçimlendirme yeteneğine sahip olan ve böylelikle sürekli gelişmeyi gerçekleştirerek rekabet avantajı yakalamayı amaç edinen gerçek Sensei/hoca demektir. Bu amaca ulaşılması, antrenörde köklü davranış değişimlerini getirecek bir anlayışı gerekli kılmaktadır. Bu özelliklere sahip olan gerçek bir Sensei, kendine özgü kültürel koşullarla bu anlayışın belirleyicisi ve yaratıcısı olarak verdiği yüksek disiplinin etkilerini, bu süreçte azami fiziksel eğitimin tüm unsur ve işleyişine yansıtırlar.
Bilinçli Karate eğitiminde kalite, sporcuların temel Karate idmanları esnasında ihtiyaçları belirleme ve daha iyi sonuçlara ve başarılara ulaşabilme çabasıdır, Kalite verimlilik, esneklik ve etkili olmaktır, Kalite bir yaşam tarzı ve hayat felsefesidir, Kalite, saygı ve nezakettir.
Bilinçli Karate eğitiminde kalite, Dojo içi çalışmaların daha nitelikli, saygın ve görünür özellikler taşımasında gösterilen çabadır. Hayatın tüm alanlarında olduğu gibi geleneksel Karate eğitim kurumlarında da bu sorumluluğun yerine getirilmesinde tüm eğitimcilere, yani Senseilere ve özellikle eğitim yöneticilerine, Shihanlara büyük görevler düşmektedir.
Herhangi bir antrenör/eğitmen Karate do stillerinden birini çalışıyor, öğretiyor ve savunduğu doğrularla Karate do camiasında bir şekilde yeralıp boy gösteriyor ve hatta ulusal federasyonun eğitim, Dan sınav komisyonu gibi bazı kurullarında görev yapıyorsa, bu antrenörün mutlaka çalıştığı ekolde dünya standartlarına göre hareket etmesi gerekmektedir. Bir diğer deyişle, çalıştığı Karate ekolünün dünyaca bilinen uluslararası federasyonlarına bağlı olarak hareket etmesi, ilgili uluslararası federasyonlara üye olması ve bu ekolün Avrupa genelinde düzenlemiş olduğu eğitim kurs ve seminerlerine yılda bir kez olsun katılması gerekmektedir.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde durum bu şekilde işlemektedir. Ben daha da ileri giderek diyorum ki, Senseilerin edinmiş olduğu bilgileri veya bildiğini zannettikleri bilgileri, ilgili dünya federasyonunun yetkin otoriteleri önünde onlarla birlikte hareket ederek icra ve tatbik etmeleri, seviyelerine göre bilmeleri gereken ne varsa daha başka bilgi ve teknikleri de Shihanlarından taleb etmeleri gerekmektedir. Hatta gerekirse bilgi düzeyinin tesbiti için uluslararası Dan sınavlarına bile katılması, kendisini yine o uluslararası arenada diğer ülkelerden meslektaşları ile kıyaslayıp denemesi gerekmektedir. Bu olay dünyada genel olarak böyledir ve halen de böyle devam etmektedir. Bunun böyle olduğunu 1990 yılında Fransanın Mulhouse şehrinde katılmış olduğum Uluslararası Okinawan Goju Ryu Chief Instructos Gasshuku’sunda öğrenmiştim ilk kez. Bir hafta boyunca sabah 08:00 den 14:30 a kadar süren ve bizzat değerli hocam Shihanım Sensei Morio Higaonna (10.Dan) tarafından yönetilen geleneksel Goju Ryu Karate eğitim seminerlerinde yaşamış ve görmüştüm dünya gerçeklerini.
Yetkili hocaların, antrenörlerin kendilerini geliştirmek için, bilgi ve tecrübelerini yenilemek adına yukarıda bahsettiğim Avrupa ekol seminerlerine katılması olanaksız birşey değildir. Çalıştığı stilde, ekolde uluslararası üyeliği bulunan, pasaportlu tüm antrenörler aralıksız her yıl düzenlenen geleneksel yaz seminer ve kurslarına rahatlıkla katılabilirler. Tabiki Karate’den kazandıklarını yine Karate’ye harcamak gibi ulvi bir düşünceleri varsa…
Ulusal Karate Federasyonuna da görevler düşmektedir aslında. Örneğin federasyon yaşadığımız ortamda ülke gerçeklerini göz önüne alarak ortada ne kadar sistem ve ekol varsa, en kısa zamanda WKF stillerinin yüksek düzeyli Shihanlarını, otoritelerini ülkemize davet edip, gerçek Karate do teknik ve Kata’larının öğrenilmesine ve öğretilmesine olanak ve ortam hazırlamalı diye düşünüyorum. Ancak böyle kalkınır ülke Karatesi. Kimin neyi, nasıl ve ne kadar bildiğini bile bilemediğimiz bir ortamda, doğrusu bu işlerin çakma hocaları ile bu işlerin işportacılığını yapanlara gün doğmaktadır.
Bu olay ferdi bir fedakarlıktır kendini aşmak isteyenler için, kendilerini başkalarına karşı değil, kendilerine karşı kanıtlamak isteyenlerin ve asla pes etmeyenlerin yoludur bu yol. Biz bu yola “BUDO” yolu diyoruz ve bu yolda azimle, sebatla her türden işkence ve zorluklara boyun eğmeyen kahramanlara da “BUDOKA” ismini veriyoruz.
Selam olsun gerçek BUDOKA’lara.
Fatih İNCE
Goju Ryu Chief Instructor
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)