SİYAHKUŞAK

TİTRE VE KENDİNE GEL!

TİTRE VE KENDİNE GEL!

 


Siyahkuşak sitesi ve E dergisi Mücadele sporları camiamız için hayırlara vesile olsun.

Çok Uzun zamandan bu yana dikkatle takip ettiğim F.Vural Yılmaz kardeşimin Mücadele sporlarına hizmet amacı ile yazılı ve sanal basın daki gayretli çalışmalarını takdir ve tebrik ediyorum. Özellikle siyahkuşak E derginin bilgi çağının  gerektirdiği teknolojik altyapısı ve görsel kalitesi ile yayına girmesi tüm mücadele spor sistem ve branşları adına önemli bir şans ve katkı olacaktır.

Bende Mücadele sporlarının bayrak taşıyıcısı olacağına inandığım siyahkuşak ailesine katılmanın sevincini değerli okurlarımız ve takipçilerimle paylaşmak isterim. Camiamız için hayırlı olsun dileklerimi iletirken ilk yazımı ilginize sunuyorum.

 

TİTRE VE KENDİNE GEL

Çin devlet politikası çok uzun yıllardan bu yana dünya kamuoyuna bilinçli ve programlı bir şekilde savaş sanatları ve sporları adına olağanüstü bir algı propagandasını başarılı bir şekilde sürdürmektedir.

Öncelikle tüm dünya ya savaş  sanatlarını UZAKDOĞU SPORLARI adı ile kabul ettirmiş peşinden de Uzakdoğu sporlarının  Çin coğrafyasından doğduğu ve dolayısı ile tüm sistemlerin temelinin de Kung-fu, günümüzdeki tanımı ile wushu olduğu algısını yerleştirmiştir.

Bu propaganda öylesine ileri gitmiştir ki yüzyıllardır kendi coğrafya ve kültürleri ile temelleri oluşan Karate,Taekwon-Do,Muay Thai ve benzeri sistemlerin bile Çin Kung-fu sundan türediği iddiasını bu sistemleri bilinçsizce  çalışanlara dahi kabul ettirmiştir.

Milliyetçi bir politika ve Dinsel misyonerlik düşüncesi ile gerçekleşen bu propaganda aynı zamanda Çin devletine müthiş bir turizm tanıtımı ve pi ar imkanı da  sağlamıştır.

Peki Çinin bu şoveniz tutumunun karşısında gerçekler ve özellikle Türk gerçeği nedir?

Bu soruya şu soru ve cevaplarla açıklama getirip yorumu da siz değerli okurlarıma bırakmak isterim.

    Soru: Kung-fu Çin de  hangi tarihlerde ve hangi bölgede  uygulamaya geçmiştir ve o tarihte Türk lerin Çin de durumu nedir?

   Cevap: Kung-fu M.S.100 lerde Honan bölgesinde ilk defa  sistemleşmeye başlamıştır. Aynı tarihte Honan bölgesinin çok önemli bir bölümüne Türk kavimleri hakimdir.

   Soru: Kung-fu ilk sistemleşmesini nerede ve nasıl sağlamıştır. Aynı dönemde Türklerin durumu nedir?

   Cevap: Kung-fu ilk olarak   M.S.100 de Shaolın mabetlerinde sistemleşmeye başlamıştır. İlk Shaolın mabedini de Türk hakanına bağlı uç beyi tarafından Honan bölgesinde  Batu isimli Budist bir Türk keşiş için kurulmuştur.

   Soru: Kung-fu sisteminin popüler olduğu dönemde Türklerin konumu nedir.

   Cevap: Kung-fu M.S.100 ila 500 yıllar arasında Çin de zirve yapmıştır. Ancak Aynı tarih diliminde Türk kavimleri Çinin Kuzey bölümüne yani manastırların olduğu ve kung-funun anavatanı olarak kabul edilen coğrafyanın çok önemli bir bölümüne hakim olmuşlar ve bu topraklarda uzun yıllar hakimiyet kurmuşlardır.

   Soru: Kung-fu sistemi efsanevi dövüşçülere sahip midir ve bu dövüşçüler sayesinde  Çin ordularında kung-fu sistemi savaş sanatı olarak çalışıldığı doğrumudur?

   Cevap: Çin kaynakları bu efsanevi dövüşçüleri ve onların dövüş stillerini önemle vurgulamıştır. Manastırlarda yetişen bu  dövüşçülerin Dönem dönem olağanüstü olarak kabul edilen kung-fu sanatları ile ordunun saflarında savaştığı ve aynı zamanda orduya eğitim verdikleri bilinmektedir.  Örnek olarak Çin ordu tarihinde Güney yumruğu sistemi olarak bilinen stil orduda tarih boyunca popülerdir. Ancak tüm bu efsanevi ve olağanüstü güçteki savaşçılarına rağmen Çin imparatorluğunun düzenli orduları Türk kavimlerinin savaşçılarına büyük oranda mağlup olmuşlardır.

   Soru: Çin seddi ne için yapılmıştır.

   Cevap: Çin seddi Türklere karşı sürekli yaşanan mağlubiyetler ve ölümcül akınlarına karşı koyabilmek için yapılmıştır.

   Soru: Türk ve Çin halkları arasında  bunca yakın iletişim varken Kung-fu sistemi bu durumdan nasıl etkilenmiştir.

   Cevap: Savaş sanatlarında olağanüstü kabiliyet ve becerisi olan Türk savaşçılardan Kung-fu sistemi yapılanmasını sağlarken etkilenmemesi imkansızdır.Yüzyıllar boyunca Çin topraklarının önemli bir bölümüne hakim olan Türk milletinin Çin ile arasında sosyal.kültürel,sanatsal vb. gibi birçok konuda etkileşmesi var iken Kung-fu sisteminde etki yapmamasına inanmak tek kelime ile saflık olacaktır.

Değerli siyah kuşak okurları yukarıdaki soru ve cevapları yüzlerce örnekle çoğaltabiliriz. Bu konu ile ilgili çok uzun zamandan bu yana hazırlığı içerisinde olduğum bir kitap çalışması da inşallah kısa süre içerisinde ilginize sunulacaktır.

Ancak Bilinmesi gereken en önemli konu ve gerçek Mücadele sporları diye tanımladığımız spor branşlarının tüm dünyaya kabul ettirildiği gibi Uzakdoğu ve Çin menşeili olmasının  yanı sıra Türk milletinin bu sistemler üzerinde ret edilemez katkısı ve etkisidir. Bu gerçeğe ilk önce ülkemizin mücadele sporları çalışanlarının inanması ve konu hakkında bilinçlenmesi gerekmektedir.

Ey Türk Mücadele sanatı yapan hocalarım.” TİTRE VE KENDİNE GEL “ Çalıştığın sanatın tarih köklerinde atalarının ismi ve gerçeği var.

Her şey Türk Mücadele Sporları İçin.

Sporculuk selamı ile.

Ayhan KISRURE

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.