SHAOLİN MANASTIRININ GERÇEK TARİHİ – 6

Ayhan KISRURE

SPORCULUK SELAMI İLE
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

SHAOLİN MANASTIRININ GERÇEK TARİHİ

Shaolin manastırının kuruluş ve gelişimi ya da kung-fu’nun doğuşu konularında kaynaklar pek çok farklılıklar gösterir.

Çin tarihinde ve çoğrafyasında en bilinen ve isimleri dönem dönem Shaolin olarak kullanılan ünlü beş farklı  manastır vardır. Fukien, Guangdong, Wutang ve  O Mei Shan (Emei) tapınaklarının yanı sıra en bilinen ve en ünlü tapınak Henan Bölgesindeki Shaolin  manastırdır.

Kung-fu’nun doğuşu ve hikayesi işte bu tapınaktan başlar. 

Shaolin  manastırının ilk inşasının M.S. 495 veya 496 yıllarında olduğunu bildirir. Bahsi geçen bu zaman diliminde manastırın yapıldığı bölgeyi yöneten ve  koyu bir Budist olarak bilinen Kuzey Çin Wei hanedanlığının imparatoru Wei  manastırın yapılma emrini vermiştir.  Geçmiş bölümlerde Türk ve  Çin tarihinin ortak noktalarını anlatırken Çinin başta Kuzeyi olmak üzere, Çin coğrafyasının genelinde uzun dönem hâkim olan Tabgaç (Toba) Türklerinden bahsetmiştik. İşte Shaolin manastırını yapan   Kuzey Çin hanedanlığı ya da imparatorluğunun kökeni aslında bu Tabgaç Türklerine dayanmaktadır. 

Kuzey Wei devletini kuran  ve devleti yöneten soylu aileler aslen Türk’tür.

Tabgaçlar, Kuzey Wei Hanedanlığı (386- 534) ismi ile  kurdukları bu devlet ile bir yandan göçebe gelenekleri, diğer yandan  Çin kültürünün yaşam dinamikleri ile  ikili bir yönetim tarzı geliştirmişlerdir. Sonuçta bu ikili kültürel sentez zamanla Gök Tengri inancına bağlı olan Tabgaçların  Budist olmalarına neden olmuştur. İşte bu yüzden Kuzey Wei devletini kuran  ve devleti yöneten soylu aileler aslen Türk’tür. Bu gerçeğin bilincinde olan Çinliler her ne kadar  Çinlileşmiş olsalar da Tabgaçlar için, Çinlileşmiş barbar ifadesini sıkça kullanmışlardır. 

Tabgaç ismine ve boyuna böylesi karışık bir imaj çizmenin asıl nedeni, resmi tarihe Tabgaçların Türk olarak geçmemesi içindir.  Çin topraklarını ortalama 150 sene hakimiyeti altında tutan Tabgaçların eğer bir Türk boyu olduğu gerçeği ortaya çıkarsa resmi Çin tarihi diye bir şey kalmaz. Tapgaçların meydana getirdiği   sentez bir  kültürle devletini yöneten İmparator Wei (Xiaowen , Wuti, Tao veya Daowu) Henan (Honan) eyaleti diye bilinen bölgenin ve  Çin medeniyetinin başladığı iddia edilen Orta Çin ovalarında yer alan 1500 metre yüksekliğindeki Songshan  Dağının eteklerinde bulunan ve Shaoshi Tepesi olarak bilinen yeri merkez olarak seçer ve buraya bir Budist manastırının kurulması emrini verir. 

Çinliler manastırın kurulduğu bölgeyi yoğun ormanlık bir alan olmasından dolayı Shaolinsi (genç orman içindeki tapınak) olarak isimlendirse de elimizdeki tarihi bilgi ve iddialar ile  Şiulin olan bu dini merkezin adının zamanla Shaoshi olduğu ve adının yeniden yapılan manastırla birlikte Shaolin olarak değiştiği  güçlü bir olasılıktır.  

Songshan Dağı Çin kültüründe ve inanışında  kutsal dağlar arasında yer alır.

Burası milattan önceki dönemlerde devletin kutsal koruyucuları olarak seçilen “ Beş kutsal Dağ’dan biri olarak kabul edilmiş ve  kutsanmıştır. Bu kutsanmışlığın ardında bölgenin dini temelli efsaneleri yatmaktadır. Bu efsaneler Çin ve Türk mitleri olup birbirinden faklıdır. Türk efsanelerine göre bölgeyi peygamber olarak kabul edilen Zülkarneyn AS. ve yine  efsanevi kahraman Alper Tunga fetih etmiş ve yine bu bölgede ibadet yerleri inşaa etmişlerdir. Bu nedenle bölge milattan önceki dönemlerden itibaren kutsal yer olarak kabul edilmiştir. 

Çin ve dünya spor tarihçileri, İmparator Wei’nin, Batuo  isimli bir keşişi başrahip olarak görevlendirdiğini ve bu manastırı onun adına yaptırdığını belirtmektedirler.  Böylelikle Shaolin Tapınağı’nın ilk baş keşişi olan Batuo ve oluşturduğu konsey , 500 ila 600  üzerinde kutsal Budist metnini  Çince ’ye çevirir.

SHAOLİN MANASTIRININ İLK BAŞ RAHİBİ  BATOU TÜRKMÜDÜR? 

Batuo’nun Çinli kaynaklar tarafından tasvir edilen resmi.

Batuo’nun Çinli kaynaklar tarafından tasvir edilen resmi

Kaynaklarda İsmi Buddhabhadra olarak geçse de günümüzdeki bir çok kaynak onu  Batuo  (Ba Tuo) olarak adlandırırlar. Türk olması olasılığını ortadan kaldırmak için onunla ilgili temelsiz efsaneler ve yaşam hikayeleri uydurulmuştur. Hindistan da doğup yetim olarak büyüdüğü, çocukluktan itibaren Budizm öğretileri ile keşiş olarak hayatını sürdürdüğü ve misyonerlik seyahati için Çine geldiği iddia edilir. Bu seyahat sonucu İmparator Wei ile tanıştığı İmparatorun kendisinden çok etkilendiği ve Budizm’in yaygınlaşması için onun adına Shaolin manastırını inşa ettirdiği en bilinir efsanedir. Ancak Kuzey Wei imparatorluğunun Tabgaç kökenli Budist Türk imparatoru Wei’nin, Batuo’yu Wei halkının içinden Türk soylu seçkin bir Budist baş rahip olarak seçtiği gerçeği çok daha akılcı ve bizim için ikna edicidir. Batuo ismi Türk ile Moğol hakalarında etimolojik ve  geleneksel olarak sıkça kullanılmış,  Batu yada Batuhan olarak telaffuz edilmiştir. Bu ismi  Cengiz Han’ın en büyük oğlu olan Cuci kendi oğluna vermiş  ve oğul Batu’da  Moğol İmparatorluğu’na bağlı Altın Orda’nın kurucusu olmuştur. Günümüzde de Tüm Türkistan coğrafyasında Batu ya da Batuhan isimleri güncel olarak yoğun biçimde  kullanılmaktadır.   

Yaklaşık 30 ila 35 yıl içerisinde Batuo önderliğinde  Hinduizm, Budizm’in inanç ve öğretilerine ait olan dini çalışmaların yanı sıra sağlıklı kalabilmek için çeşitli spor egzersizlerini de çalışmaktadırlar.  Shaolin manastırı ve kung-fu tarihini ele alan bazı kaynaklarda  Keşiş Batuo’nun ilk iki öğrencisi  Seng Chou ile Hui Guang’ın   Batuo ’ya tabii olmadan önce  asker kökenli birer Türk savaşçısı ve dövüş sanatı  ustası oldukları bilgisi vardır.  Batuo’nun bir dövüş ya da savunma sanatı sistemi ya da tekniklerini manastırda disiplinli bir şekilde çalışıp çalışmadığı ile ilgili elimizde net bir kaynak bulunmamakla birlikte bu iki öğrencisinin öncülüğünde  dövüş ve savunma   tekniklerini de çalışmış olabilecekleri muhtemeldir. 

Sonuç olarak;
Çin topraklarının kuzey tarafını oluşturan Honan (Henan)  Bölgesinin büyük çoğunluğunu elinde bulunduran Budist  hükümdar Wei ile Shaolin manastırının yapımında ve buradaki eğitimlerde büyük emeği olan Budist Batuo’nun Türk olduğu kanısı  yaygındır. Bu manastır zamanla  Budist ve Taoist inancın yanı sıra farklı felsefi düşüncelerin çoğalması sonucu   çok daha büyük bir alanda birbirinden bağımsız  16 farklı tapınağı bünyesinde barındıracak  şekilde genişleyecektir.  Günümüze gelen süreçte ise, İçerisinde 150 farklı Taoist ve Budist tapınağın ve ibadethanenin olduğu varsayılan  devasa bir dinve turizm  merkezi olarak şekillenir. Bugünkü ölçümlere göre  57.600 m2 lik bir Alana sahiptir.

MANASTIRLAR GELİŞİYOR VE BÜYÜYOR

Batuo sonrası süreçte, Shaolin Tapınağı  Bodhidharma ile gerçek anlamda isim ve ün yapacaktır. Bu süreçte,  bölgede yer alan ufak tapınakların önemli bir kısmı  kendilerini fes edip  Shaolin manastırına taşınırken bir kısmı da Huigan Tapınağı  gibi bireysel olarak varlıklarını devam ettirirler. Shaolin Manastırının eğitim programı içerisinde devam eden   sportif  faaliyetleri diğer ufak tapınaklarda  örnek alarak   eğitimlerinin  bir parçası olarak uygulamaya devam ederler. Ancak   bu sportif çalışmaların zamanla  dövüş sanatına dönüşeceğine ve bunun da Budizm inanışında yeri olmadığına inanan bazı tapınak ve yöneticileri de vardır.  Bu  farklı tapınakların baş rahipleri ve yönetimleri,  kendi tapınaklarında uygulanan spor egzersizlerinin  birer dövüş stili haline gelmemesi için çok sert önlemler alarak  birlikte hareket ederler. Buna rağmen tapınaklar içerisindeki yenilikçi birçok keşiş, popülerliği iyice artan  Kung-fu dövüş tekniklerini bireysel veya topluluklar halinde  gizlide olsa çalışmaya devam ederler. 

Budizm, Zen felsefesi ve ritüelleri nin neredeyse tamamının bu çalışmaların  temelinde ve içindedir. Böylelikle  Kung fu ilk yapılanmasını doğal olarak  bu dini ve birbirinden farklı mezhepler ile felsefelerin etkisinde gerçekleştirecektir. Bu konuya ilerleyen sayfalarda Budizm Zen ve Kung-fu başlığı ile  detaylı olarak ele alacağız. Manastırlarda çalışılan ve  daha sonra Kung fu ismini alacak bu sağlık egzersizleri ve basit savunma teknikleri  ile başlayan savaş sanatlarının temel çalışmaları,  Shaolin Tapınağı inşa edilmeden ve edildikten sonra   Bodhidharma ’ya kadar gelen sürece kadar farklı disiplinler içerisinde çalışılmıştır.

Bir sonraki bölümde Kung-fu Tarihinin en önemli ve tartışmalı ismi BODHİDHARMA’nın hayatından ve Kung-fu branşına yaptığı etkiden bahsedeceğiz.

 

Ayhan KISRURE
Sanguchi Sistem Kurucusu
Araştırmacı Yazar

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.