“KAJU KENBO BENİM ÖZÜM”
Ramazan Çeliktürk, yılların getirdiği birikimi Esenler’deki spor salonunda öğrenciler yetiştirerek sergiliyor. Ailenin çoğu spor yapan Çeliktürkler’de baba aktif bir antrenör, kızları ise birer şampiyon!
Ramazan hocaya soruyoruz; Hocam spora ne zaman başladınız?
Teşekkür ederim. Ben 1968’de 12 yaşındayken bir arkadaşımın vesilesi ile bu spora başladım. Doğrusu ogün bugün devam ediyorum.
Acaba Çeliktürk’e vesile olan kimdi, tanıyormuyuz?
Sağolsun ’Alaattin’ adında bir arkadaşımdı! Kendisini uzun zamandır görmüyorum.
Çeliktürk, nerede, kimin yanında ve ilk hangi stili çalıştı?
Allah rahmet eylesin, Shihan Ahmet Doğaner ile Fatih Güreş Kulübü’nde başladım. Hüseyin Küçük ile devam ettim, 7 ay kadar çalıştıktan sonra Kenbo Karate’ye geçtim. Hocam Enver Hancı/Ergun Çebi yönetiminde Milli Türk Talebe Birliği’nde çalıştım. Sonra Bayrampaşa’ya geçiş yaptık ve bir sene çalıştıktan sonra tekrar Fındıkzade’ye geri geldik. 79’da askere gidene kadar orada devam ettim. Enver Hancı ve Engin Çebi hocamla beraber Kenbo Karate yaptık. Askerden geldikten sonra yine Kenbo’ya devam ettik.
Hocamız salon sahibi, bakalım, ilk salonu ne zaman açmış!
Yanlış hatırlamıyorsam, 81’de salondan önce seans açtım. Bayrampaşa Ayvalıdere’deki salonda açtığım seans ile Kenbo Karate öğretmeye başladım. O sıralar Karate Federasyonu’na bağlı olduğumuz için kurallara uyarak çalışıyorduk. Bu çalışmalar Karate Federasyonu’nun (Cihat Uskan zamanı) puan alma ve yasak kriterlerine göre yapıyorduk.
Ramazan Çeliktürk, daha sonra çalışmalarına rahmetli Hamit Şahin ve Mehmet Aygün’nün salonunda seans alarak devam etmiş! Nitekim salon açma rüyası İst. Bağcılar Parseller’de gerçek olmuş…
Ben, Emrullah Alagöz ve İzzet Anadol arkadaşlarımla beraber yola çıktık. Kaju Kenbo çalıştırdım, onlar ise Shotokan Karate yaptılar. Takriben 2-3 sene çalıştıktan sonra anlaşamadığımız için çalışmalarımıza Eyüp Oligi’nin orada devam ettik.
Bu arada Ramazan Hoca bize Eyüp Oligi’den de kısa bir bilgi veriyor;
“Kendisi Almanya’da, ara sıra görüşüyoruz.”
O dönem ki bir iddiasını da şu şekilde açıklıyor;
“Kendi semtimde kendi salonumu açacağım”
Tabii bugün bakıyoruz, Ramazan hocaya nasip olmuş! Çeliktürk, kendi salonunda çalışma yapıyor.
84’den 90’a kadar devam ettik. Kaju Kenbo ve Karate’de danlarım var. Karate Federasyonu’nun sınavlarına girdim. 15 sene öncesinden Shotokan’dan 4 Dan’ım var. Milli hakemliğim var. 3 kademe kıdemli antrenörlüğüm var. Kenbo çalışırken Karate Federasyonu’nun faaliyetlerine de girdik. Karate spor dalında Okay Arpa (Kocaeli Belediyesi) Avrupa ve Dünya şampiyonu oldu. 90+’da onu yetiştirdim. Ecevit Türkmen’i yetiştirdim.
Bakalım tarihe yaptığımız bu yolculukta Ramazan hocanın rakipleri kimlermiş… Soruyoruz; Hocam sizin tatamilerde mücadele ettiğiniz dönemlerde rakipleriniz kimlerdi?
Benim dönemimde ‘Rakiplerimin kulakları çınlasın!’ Alev Oral, Hakan Alpay, Rıdvan Gümüş, Selim Akbeniz gibi değerli arkadaşlarımız vardı. Hepsine saygılarımı arz ederim. Hepsini severim, hepside beni sever. Ben Kenbocu olduğum için sert vururdum. “Şampiyon oldum” derdim, sevinirdim. Biraz sonra bakardım ki diskalifiye olmuşum. Dolayısıyla çok iyi derecelerim olmadı ama İstanbul ve Türkiye derecelerim vardır.
Ne dersiniz! Acaba, Ramazan hoca Enver Hancı ile görüşüyor mudur?
Enver Hocam ile görüşüyoruz. Çok iyi! Kendi imkanları çerçevesinde çalıştığını düşünüyorum. Maşallah, Enver hoca bizden iyi!
Muay Thai’ye geçiş yaptınız. Bu geçişin sebebi neydi ve nasıl oldu?
2003 yılına kadar Esenler’de bundan önceki kulübümde (12 sene orada durdum) Kaju Kenbo, ve özel dersler ile dojo çalışmalarımıza devam ettik. Ama 2003 yılından itibaren gelen taleplere baktım. Kimi Ashihara istedi, kimi “Muay Thai var mı, Wushu var mı, karate var mı?” diye sordular. Talepler çoğaldıkca ‘Ne yapayım bu böyle olmayacak!’ dedim. Önce Muay Thai’nin derslerine girmeye başladım. Seminerlerine, kurslarına katıldım. Türkiye Muay Thai Şampiyonası 2004’de Nevşehir’de yapıldı. Ben kısa bir çalışma sonrası oraya sporcu götürdüm. Çünkü Muay Thai sistemine uyum sağlamalıydık. İlk girdiğimiz Türkiye Şampiyonası’nda 1 farkla Türkiye ikinciliğini aldık. O zaman bizim bu kadar tecrübemiz yoktu. Arada 1 fark olduğu için itiraz edip tekrar uzatabilirdik, o maçıda alabilirdik. O dönemde acemiliğimize geldiği için ikinciliğe razı olduk. O sene Muay Thai Federasyonu Mücadele Sporları ile beraberdi, 5 sistem bir aradaydı. Yine federasyon başkanımız Halil Durna idi. Yine 1’inciler dünyaya götürülürken 2’inciler avrupaya götürüldüler. Benim sporcum, öz kızım Merve Çeliktürk’de (ikinciliği olan) avrupaya gitti.
2003 yılına kadar Kaju kenBo ve Shotokan karatenin dışında bir sistem yapmadım. Fakat daha sonra Ashihara, Muay Thai, Full Contact Karate ve Wushu Sanda müsabakalarına girmeye, sporcu götürmeye başladım. Bunların seminerlerine girdim. 2003 yılında girdiğimiz Türkiye Muay Thai Şampiyonası’nda ikinci olduk. 2004’de Tayland’da kral kupasına katıldık. Dünya şampyonasına götürüldük. Merve dünya ikinciliği aldı. Diğer kızım Sinem Çeliktürk, o dönemler Merve ile beraber Ashihara Karate, Kıck Boks, Wushu Sanda ve Boks derslerine giriyordu. Bu bahsettiğim sistemlerde İstanbul ve Türkiye dereceleri yaptık. Çok sayıda madalyalar aldık. Buradaki madalyaların hepsi 3 kızımın kazandığı madalyalardır. Bu arada Kıck Boks’ta İstanbul şampiyonu ve Türkiye şampiyonu çıkardık. Sinem ve Merve büyük başarı gösterdi. Merve’nin Avrupa ikinciliği var. Ayrıca Kıymet karpuzoğlu benim öğrencim. 2003-2004 ve 2005 yıllarında defalarca Kıck Boks ve Muay Thai’de dünya şampiyonu oldu.
. Ramazan Hoca yıllar önce mücadele sporlarına Kaju KenBo ile başladığı için soruyoruz; Bugün bile Kaju Kenbo çalışıyorsunuz. Bize bu stilden bahsedermisiniz?
Bahsettiğim bu sistemlerde sporcular yetiştirdim ve güzel başarılar elde ederek kendimizi göstermeye başladık. Ben Kaju Kenbo yapıyorum, çünkü bu benim özüm. Benim özüm, benim taktiğim, benim cesaretim, benim her şeyim bundan geliyor. Örneğin siz; Ashihara teknik kurul başkanısınız, benim arkadaşımsınız. Diyorum ki, Sizin müsabakalarınıza gireceğiz. Puan alma kriterleriniz, yasak kriterleriniz nelerdir? Bana diyorsunuz ki; “Bu budur”. Hemen başlıyorum çocuklarımı çalıştırmaya. Müsabakalara hazırlanıyoruz, gidiyoruz, her gittiğimiz müsabakalarda dereceler alıyoruz. Ama bu arada bunu söylerken hiçbir sistemi kötülemiyorum. Her sistemin ayrı ayrı değeri ve güzellikleri var. Tamam benim Kaju Kenbo ama ben başka bir sistem yarışmasına girdiğim o sisteme kesinlikle konsantre oluyoruz ve çalışmalar yaptıktan sonra oraya gidiyoruz.
Stilin özüne dönersek Kaju Kenpo nedir?
Ucsuz bucaksız bir sistem. “Kaju Kenbo” 4 bölümden oluşur. “Ka” Karate, “Ju” Jujitsu, “Ken” kenpo, “Po” Çin Boksu – Kung-fu anlamındadır. Yani 4 sistemi biraz daha acarsak, 6 sistemin biraraya gelmesinden oluşan sistemdir. Kurucusu Profesör Adriano Emperado’dur. Hawaii’nin honolulu kentinde bu sistemin temeli atılmış. 1947-48 seneleri arasında bu temel kurulmuş… Türkiye’de benim hocam sayın Enver Hancı ve Engin Çebi’dir. O dönemler ne internet, ne teknoloji vardı, varsa da biz sahip değildik!
Dolayısıyla Kaju Kenbo’yu hocam bize anlatıyordu. Ama o dönemlerde hiç unutmuyorum, bende dahil biz bir grup toplandık. Yaa, bu hocamız bunları nereden öğrendi. Sistem var mı, yok mu? Shotokancılar’dan çok tepki alıyorduk. Bizde şeye girdik. Önce Allahım affetsin, sonra hocam, helallikte dileyeceğiz, diliyoruzda, zira görüşüyoruz.
Son yıllarda teknoloji sayesinde bir düğmeye basıyorsunuz, dünyanın diğer ucunda ki Kaju Kenbocu kimmiş, neymiş, Emperado’yu her gün seyrediyoruz. Seyrettikce, hocamız hiç bir şeyi bizden saklamamış, Kaju Kenpo’nun özünü öğretmiş. Diyorumki Allah ondan razı olsun, hiçbir şeyi eksik bırakmamış.
Kaju Kenbo birliğiniz var!
Kaju Kenbo Türkiye Birliği Başkanlığı benim başkanlığımda kurulan bir birlik. Bunu kurarken birkaç seminer yaptık. Yine ara sıra seminer proğramımız devam ediyor. Benim yetiştirdiğim kulüp sahibi öğrencilerim ve çevredeki yakın arkadaşlarımız var. Kaju Kenbo ile ilgili tanıtımlar, teknik çalışma ve gösteriler yapıyoruz.
Bunu kurmamızın tek gayesi Allah izin verirse Türkiye’de resmi federasyon olması için temel olsun diye düşündüm. Hatta geçen bir sene içinde daha önce Kaju Kenbo yapan hocaları çağırdım, “Federasyon kurmamız için çalışmalar başlatalım” dedim. Herkes dinledi, memnun oldu ama öyle kaldı. Ben kimseyi suçlamıyorum.
Enver hocama dedimki; “Hocam sizi başkan yapalım” ‘Yok’ dedi ve “Bu işi bu aşamaya getiren sensin. Bu senin hakkın. Ben her zaman senin yanındayım. Seni tebrik ediyorum” dedi. Niyetimde var; Kaju Kenpo’nun federasyonunu kurmak.
WBF’de olduğunuz dönemde bir faaliyet oldu…
WBF ile 1 sene çalışmamız oldu. O çalışmamız içerisinde Fikret bey yurt dışından sporcular çağırdı. Güzel anlar yaşadık. Ben o sıra Hendek’te bir organizasyon düzenledim. Hendek Belediyesi ile festival havasında güzel müsabakalar düzenledim. Fikret hocada o dönem değişik branşlarda çağırdığı sporcular ile katılım sağladı. Tabii, şu branştan olacak diye bir kural koymadık.
Orada seminer veren Kenan Aydın hocadır. Gelen yabancı hocalara, antrenörlere Full Contact Karate, KK1 kurallarını anlattı, onlarda sporcularına anlattı. Kurallar zaten belli! Yapılan müsabakalarda Muay Thai, Full Contact Karate, Boks, Wushu Sanda vb. stiller yarıştı. Kenan hoca tarafından müsabaka öncesi toplantıda hakemlerle konuşuldu, kriterler anlatıldı. Çokta güzel oldu, harika bir şey oldu. Hendek Belediye Başkanlığı bize desteklerini verdi. Birinci gelene o dönemin parasıyla 1.250 TL verilirken kaybedenler 300 TL gibi bir para aldı. Belediye karşıladı; kupasıydı, madalyasıydı, şiltiydi, kemeriydi, bunlar verildi.
Pekii, WBF’den neden ayrıldınız?
Hoşuma gitmedi. Türkiye’de ki resmiyetini göremedik. “Resmiyeti olmayan federasyonla benim işim olmaz” dedim. “Beni silin!” dedim, yokum dedim. Face sayfamda hala duruyor!
Bizim Esenler Belediye Başkanı’da çok iyi! Geçen seneye kadar yeni belediye başkanımız yoktu. Eski belediye başkanımızla birkaç sefer beraberliğimiz oldu. Hakkı Koşar Spor Kompleksi’nde Türk Sporcular (şampiyonlar) galasını yaptım. Şu an Tarık Solak Türkiye’de yok. Tarık hoca ile yakın temasımızda yok ama ben kendisini taktir ediyorum. Bu ring sporlarının tanıtımına katkısı olduğunu düşünüyorum. Tarık Solak o dönem Show Tv’de o maçları düzenlerken şu an bu ring sporlarını yapan arkadaşlara ön-ayak oldu. Ben onlarada başarılar diliyorum. Yapanlarada helal olsun. Kimseyi hor görmüyorum.
Bu işleri organize yapan arkadaşlar hiç yapmıyorken, bilmiyorken daha önce Esenler Belediye Başkanı ile biz burada Hakkı Koşar’da bir ilki gerçekleştirdik. Kazananda para aldı, kaybedende para aldı. Şu anda bu organizeleri yapan hocalarımız bile antrenörlük paraları aldılar. Eski belediye başkanlığımızın sponsorluğunda sporcularda mutlu oldu, antrenörlerde mutlu oldu.
W.B.U.F’u seçtiniz. Bu arada Kaju Kenbo ile ilgili bir takım çalışmalarınız var!
Şimdi ben şunu gördüm; Kenan hocam ayrıldıktan sonra bir takım çalışmalara girdi. Yurt dışından büyük hocalarla yazışmaları vardı. Dolayısıyla bende Kaju Kenbo, Karate Do, Shotokan, Ashihara, Wushu, Boks, Aikido, Jui Jitsu sistemlerini çalışa çalışa Allah’a şükür bilgi hazinesine sahip oldum. Ben de dedimki; “Yaa Kenan hoca ben bir sistem kurmak istiyorum.” Bana ‘Ramazan’ dedi, “Geç bile kaldın.” O zaman ne yapayım; Kaju Kenpo Thai ve çalışmaları için harekete geçtim. Kaju Kenbo Thai çalışmalarını gelecek nesillere sunmak için hazırlık yapıyorum.
Pekii bir açıklık getirmek isterseniz W.B.U.F’u neden seçtiniz?
Karate, Muay Thai, Ashihara, Wushu Sanda, Boks sistemlerinde resmi, yetkili, tescilli kulüp antrenörüyüm. Benim Türkiye’deki resmi federasyonlardan milli takım antrenörlüğüm, organizasyon kurul görevlerim mevcut. Aynı zamanda Kenan Hoca, benim karatede 70’li yıllardan 80’li yıllara kadar Karate Federasyonu’nun ilk kurulduğundan beri hakemlik hocam. Ben karatede milli hakemlik yaptım. Eğer devam etseydim uluslar arası Dünya hakemi olurdum.
Bizim Kenan hocayla yakın bir abi-kardeşliğimiz var. Kenan hocaya inanıyorum, güveniyorum! Böyle bir olayı gerçekleştirmek için girdiği yoldan haberim var. Yanında bulunmak istedim. Bu arada Türkiye Kaju Kenbo Thai kurucusu olarak sistemimin Türkiye temsilcisi olarak bana; “Ramazan ne diyorsun, kabul ediyormusun” dedi. ‘Memnuniyetle’ dedim. Şu ana kadar W.B.U.F’un müsabakası oldu demiyoruz. Bir süre önce yeni kuruldu.
Yakın dış ülkelerde Kenan hocanında kendine has kurduğu Zenka Karate Do sistemi var. Yurt dışında bir çok ülkede (Kenan hoca daha iyi bilir) Zenka yapıldığını internettede görüyoruz, resmi belgelerde de görüyoruz. Yurt içinde de bir kaç ilimizde Zenka Karate yapılıyor. Dolayısıyla bu kuruluşa katılma gereği duydum, yolumuza devam ediyorum.
W.B.U.F’a karşı bazı eleştiriler var; “Dünya Federasyonu olamaz” deniyor. İlgili mevzuat tamam mı?
Ben lafını esirgemeyen, gerektiğinde bazı insanların mutluluğu için beyaz yalanlar, gerektiğinde onun hayatı sözkonusu ise “Yok, ben görmedim. Bir şey bilmiyorum deyip geçen insanlardanım. Üzerime gelinirse her şeyi konuşan bir insanım. Buda benim geçmişimden spor otoriterliğimden kaynaklandığına inanıyorum. Bu yüzden şöyle söyleyeceğim. Her başarının arkasında bir takım kıskanclıklar, bir takım çekememezlikler vardır. Ben insanı nasıl baltalarım, nasıl yıldırırım, gibi düşünceler illaki vardır. Ben bu eleştirileri kimler yapıyor bilmiyorum. Söylediniz! Ben şahsi fikrimi söylüyorum. Dünya federasyonu olmanın kriterleri var ama neden olamaz? Bir çok ülke bağlı buraya! Yazışmaları ben görüyorum. 52 ülke var. Bekleyelim görelim.
Profesör, Soke, 10. Dan..! W.B.U.F’da sizin içinde 10 Dan yazıyor.
Kurucu üye olduğum için 10 Dan oluyorum!
Yalnız 10. Dan olayı Türkiye’de büyük sıkıntı yaratıyor, siz resmi kaç dansınız, ayrıca bu konudaki genel düşünceleriniz nedir?
Bende 10 Dan/Soke grubuna karşıyım. Resmi olmayan hatta 1. Dan bile olmayan birden bire bazı kişilerin gidip Soke, Grandmaster olan bu zavallı arkadaşlarımıza üzülüyorum, acıyorum. Beni soruyorsanız; “Hocam sizde 10 Dan gözüküyorsunuz!” Ben, Kenan hocaya “Beni 10. Dan yap!” demedim. Bunu kendisine sorabilirsiniz. Kaju Kenbo Thai kurucu sıfatıyla o şekilde 10. Dan oldum. Hiçbir şekilde, hiçbir yerde de kullanmıyorum!
Öyle bir yetki var mı, oluyor mu?
Var tabii, kurucu üyeler kafadan 10. Dan olmaya hak kazanıyor!
Dünyada bu böylemidir?
Dünyada bu böyle! Fakat asıl ben güzel bir cevap vermek istiyorum. Esas sorulan şu; Soruyorsunuz; “kaç dansınız” diye… Ben Karate Do Shotokan’da resmi olarak en az 14-15 sene öncesinden 4. Dan’ım. Diploma burada, T.C. kaşeli, tapu gibi duruyor. 16 yıldır imtihanlara girmiyorum.
Yalan olmasın, Ashihara Karate’de 2005 yılında Eyüp’te alnımın teriyle 3. Dan aldım. Resmi danlarımdan bahsediyorum, etti 7. 3 Dan’da Kıck Boks’tan aldım, etti 10. Wushu Sanda da var danlarım. Resmen girerek aldığım danlardır bunlar.
Şimdi bu durumda Kaju Kenbo Thai kurucu sıfatıyla olduğu gibi başka ülkelerdende danlarım var. Azerbaycan’da dünya federasyonundan Kaju Kenbo da benim 10 Dan. diplomam var.
Bu bağlamda soruyu tekrarlarsak; Bugün kaç dansınız diye sorsalar?
Aynen az önce açıkladığım gibi. Benim Dana duna ihtiyacım yok! Ama toplamda kaç danım var; Resmi sınavlara girerek 25 Danım vardır. 10. değil, hepsini topladığımda resmi 25 Dan çıkar.
Son olarak sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Böyle bir röportajdan haberim yoktu. Sürpriz oldu ama iyi odu. Bu noktada insanlar sistemleri ayıt etmeden spor camiasındaki arkadaşlarıma mesajım şudur; Herkes kendi işine baksın. Kimse kimsenin danıyla-dunuyla uğraşmasın. Benim alnım nasıl açıksa, kimlerin de nasıl alnı açıksa ortaya koysun. Yani bugün 1. Dan dahi olmayan insan ertesi gün bir bakıyorsunuz, Soke/Grandmaster olmuş. Bunu veren kişiler kaç paraya veriyor. Alan kişi ne kadar saf! Bu ne saflıkta oluyor. Nasıl oluyor bu iş. Burada bunlara bir son versinler. Parayla pulla ‘Dan’ satmasınlar. Parayla kimse Dan. satmasın, almasın.
Hocam teşekkür ederiz.
Bende teşekür ederim.